Mahrem bir gölge mi belledin hüznü,

Körüklü yolculuğumun ucu kırık süsü

Tüm bellediğimin takdiri ne ise.

 

Aykırı düş/üşler biriktiriyorum:

Mealinde gizem yorgunluk zaten

Tefrikası yüreğin.

 

Mabedinde kan gövdeyi götürüyor

Heybetli cümlelerin:

Kani olduğum düş perimin ihtilali kadar da derbeder

O tebaası yitik şehirler:

Yitik nizamların pergelinde tutuklu ekseni

O batıl düşlerin yüreğinin kınında

Esef yüklü dominant bir tümce

Yine Kabil’i yitik bir seyirde

Mütereddit bir gölge kadar da iflah olmaz yetilerim.

 

Damgalı gölgelerin mürşidi üç beş kelam,

Sayacı zaten bozuk yüreğin ritminde

Tutuklu kaldığım bir düş’ün hazin mabedi:

Aşkı aşkla yıkayan bakir tümcelerin nezdinde

Yana yakıla ektiğim zerrecikleri yine

Yâd ettiğim dünlerden miras

Ve akıbetini bilmediğim niyazımda saklı iken

Esrikli düşlerimin kayıp güncesi.

 

Tanrı unuttu unutalı bakir gölgeleri

Ne çok safsata indinde şeytanın,

Kanayan yaraların merhemi saklı yine

Makberin kayıp siluetinde

Doğrayan dogmalar kadar da

Şekilsiz bir tınıda rehin verilesi

Ölümlü imlerin.

 

En aykırısından bir aşk ısmarla

Rüştünü ispat eden sonra,

Dilinde tüttür yanık bir türkü

Mevla’ma dönük yüzümde

Görmez misin hikmetini yolsuz kalmışlığımın

Yok iken aslı astarı.

 

Bir düş doğur sonra,

Kanlı ellerinin soğukluğunda

Aklanırken yüreğin kiri

Bir çocuk büyüt bu kez:

İçinde makber bellediğin ıssızlıkta çoğal

Ve çoğalt hükümranlığında aşkın

Giyin nefretin rengini

Ve isli bir yorgan döşek misali

Göm dibine kadar insanlığını.

 

Tayfası yüreğin ki indinde aşk;

Varlığının hezimeti yine debdebeli bir aşka

Düşmüşken yolu,

Tehir et son sözünü

Ve karala sen de adımı sanımı

Yok sayıldığım yetmezmiş gibi

Tufanında varlığın

Karıştığım hoyrat bir güncede

Yâd et gönlün isyanını

Ve en aykırısından at son bir nara:

Görünmezliğimi tescille hadi sen de

Ve yan gel yat sen de

Aralıksız esen rüzgârın nefesini yuttukça

Gönülden kaygılı bir şarkıya da düş şehrini yalnızlığın

Ve kaybol sen de

Çıkmadan can,

Sonrasında canan dediğim de yalan be sevgili,

Hele ki el üstünde tuttuğum bir gölgeden de

Kaptımsa nem,

Es gürle biteviye.

 

Sanrıların gölgesinde yetim düşmüşlüğü

Lanet bir tekerleme kadar da

Nizama dönük yüzü

Yine çetrefilli bir aşka ümit bağlayıp

Ortasından kestiğim düş rehberim:

Ant içip ölmelere doyamadığım,

Son bir kez demektense

Sonlara müptela iken bu yüreğin neferi

En gizemli lehçeyi de katık etmişken düşlerine

Varsıl bir yörüngede mabedimi ıskalayan

Sağanağı gök kubbenin:

Yine de andığım her bir tefrikada

Yanına çentikle yâd ettiğim ölümlü güncemin

Küpeştesinde son bir izle adeta

Yanık şarkılarımın unuttuğum sen izlekli

Bir rötuş ile bilemişken yüreğin çeperini,

Düşkün bir kıyamda

Kıyamadığım gönül muhabbetim

Yine sonlara aç bir yürek,

Sevgi iken kursağımdaki tek lokma.

( Sevgi İken Kursadığımdaki Tek Lokma... başlıklı yazı GÜLÜMM tarafından 5.12.2016 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.