El Terazi Göz Mizan
Rahmetli babamın ayakkabıcılık mesleğinden arkadaşı bir Muzaffer Amcamız
var, esprili, yetenekli, çalışkan, şaka kaldırır. Ara ara bizim dükkana gelir,
misafirimiz olur, çayımızı içer, bazen bize yemekler yapar elleri ile, mis
gibi de olur yemekleri ha, bir kuru fasulyesi vardır ki, meşhurdur bizim
oralarda, müşteriler denk geldi mi hemen yanaşırlar sofraya...
Baba dostu ne de olsa Muzaffer Amcamız, biz de onun bir dediğini iki
etmeyiz dükkanda, hem yemek yaparken hem de diğer zamanlarda. İki üç sene önce
ege taraflarında yazlık alınca amcamız, uzun süre yazlıkta geçireceğinden
zamanlarını, yemek yapma işi için birilerinin devreye girmesi gerekti. Benim
kalfa Murat ile ben bu işi yapar mıyız diye geçirir olduk aklımızdan. Muzaffer
Amca yemek yaparken, yanaşıyoruz biraz da naz yaparak''Emmi ya şu işi bize de
öğretsene Allah aşkına sana dua ederiz en kallavisinden'' onda da cevap
hazır''Oğlum biz nasıl öğrendiysek siz de öğrenirsiniz ya bunun tek kuralı var
el terazi göz mizan, yani ölçü oğluuum ölçüüü''
Bizde de yaramazlık çok, o yemek yaparken varıyoruz, olur olmaz
espriler sıkıştırıyoruz araya, arada iş gelirse çalışıyoruz arada yine
sırnaşıyoruz emmiye . ''Ya emmi sen aşçıların kralısın ne olur bize de el
versen biz de bir meslek edinsek kıyısından köşesinden..''az kızıyor
sinirleniyor, bazen şakadan kepçeyi kaldırıyor''Bebeler, dedim ya el terazi göz
mizan başka kuralı yok bunuuun'' biz yine sıkıştırıyoruz ara ara böyle sürüp
gidiyor muhabbetlerimiz...
Ayrılık vakti gelip çatınca Muzaffer Amca ile, yani o yönünü yazlığa
çevirince biz dımdızlak ortada kaldık bir müddet. Bir gün benim kalfayı aldım
karşıma , ''Ne diyordu bizim emmi Murat, el terazi göz mizan bir deneyelim
bakalım şu yemek yapma işini belki beceririz bilader, en kötü Mahmut Usta
beğenmezse ağzını ekşitir, biraz da sinirlenir'' Murat ile bakıştık, tamam mı
tamam dedikten sonra karar verdik bir gün yemek yapmaya...
İlk yapacağımız yemek sofralarımızın vazgeçilmezi, Türk Mutfağının
gurur kaynağı kuru fasulye; askerde de yediğim ilk karavanaydı acemi birliğinde
tesadüf işte. Aldım Murat'ı karşıma ''Ne yapıyordu Muzaffer Amca ilk,
düşünüyorum bir yandan''Önce soğanı sonra biberi daha sonra domatesi öldürüyorsun
sonra fasulyeyi ekleyip bir de su ekledin mi tamamdır usta.'' Murat ile bakıştık
koyulduk işe, soğanı soyarken bir gözlerimiz nemleniyor ki sormayın gitsin,
daha o zaman soğan soyarken sakız çiğneme işini keşfetmemişiz. Karşılıklı
hüngür hüngür ağlıyoruz eski Türk filmlerine ağlar gibi uzaktan gören de bir
yakınımızı kaybettik sanır. Neyse uzatmayalım ağır aksak, eksiği ile fazlası ile
o gün o kuru fasulyeyi sofraya kadar kazasız belasız ulaştırdık ulaştırmasına
da biz de az kalsın ruhumuzu teslim ediyorduk. Yemeğimize pek olumsuz eleştiri
de gelmeyince, daha sonra bu işi hakkı ile kotarabileceğimiz aklımıza yattı.
İki üç senedir Muzaffer Amcasız ne yemekler yapıyoruz dükkanda, buyurun sizi de
bekleriz efendim yolunuz düşerse bizim oralara. Ama o lafı da hiç unutmuyoruz
''El terazi göz mizan''
(
El Terazi Göz Mizan başlıklı yazı
AhmetZeytinci tarafından
20.12.2016 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.