KARALAMA DEFTERİ’NDEN

                                          Ahmet AYAZ

 

       Son şiir kitabım “Karalama Defteri” Eylül 2016 tarihinde

Okuyucuları ile buluştu. Saygıdeğer Hocam Abdulkadir Güler, Ahmet  Özdemir, Mustafa Gökçek, Abdullah Çağrı Elgün gibi değerli kalemler, milliyet yayınları gibi önemli yerlerde inceden ince söz ettiler, sağ olsunlar tanıtmaya çalıştılar. TÜRKAV Gaziantep Şube Başkanımız Levent Kürüz ve yardımcısı Oğuzhan Saygılının düzenledikleri imza gününe, Gaziantep Üniversitesinden katılım olsa da, “Karalama Defteri’nin” İstanbul, Ankara ve İzmir gibi büyükşehirlerdeki kitap evlerine ulaşmaması benim için büyük bir eksikliktir. Sözü edilen şiir kitabı ancak Gaziantep’te bulunan, Çağrı ile Cevizli kitap evlerinde okuyucuya ulaşmaktadır.  Ben de, bugün sizlere bu köşemde Karalama Defterinden, bir kaç tane karalamayı sizler ile paylaşmak istedim. Bakalım ne dersiniz ?

 

 

KARALAMA DEFTERİ 



İşte sana karalama defteri,
 
Oku hele bir bak, ne göreceksin?
 
İçindeki iç dünyamın rehberi,
 
Oku hele bir bak, ne göreceksin?
 
 
Bütün yazdıklarım ehli kâmile,
 
Kâmilin dilinden cahil ne bile.
 
Yapar mı? Bir insan ülkeye hile,
 
Oku hele bir bak, ne göreceksin?
 
 
Derman arıyorum her türlü derde,
 
Önümü kaplıyor demirden perde.
 
Kafeste karganın öttüğü yerde,
 
Oku hele bir bak, ne göreceksin?
 
 
Ayaz’ım ben uzun sözün kısası,
 
Kabul görmez kahpelerin yasası.
 
Boşalmaz inşallah, devlet kasası.
 
Oku hele bir bak, ne göreceksin?
 

Ahmet AYAZ

 

 

ESKİ ŞARKI

Eskimiş bir şarkı ile uyandım, 
Ölüm kaş göz eder bana uzaktan.
 
Bir kara sevdanın narında yandım,
 
Bir başka diyara düştüm kızaktan.
 
 
Gün akşam oluyor yine mevsim güz,
 
Uzaktan ses verir bana sevgili.
 
Dağlar bulut yüklü ovalar dümdüz,
 
Çağlıyor içimde bir sevda seli.
 
 
Uykumu bölerken gök gürültüsü,
 
Çınlar kulağımda bir ezan sesi.
 
Bir beyaz kefendir ölünün süsü,
 
Alnımda sımsıcak tanrı busesi.
 
 
Ayaz’ım gözlerim gülerken aya,
 
İçimi bambaşka bir hüzün sarar.
 
El açıp umutla durdum duaya,
 
Aklım erenlerden birini arar.

 

Ahmet AYAZ

 

 

NEYZENCE 

Canlar ile cananıma, 
Baka, baka gidiyorum.
 
Karanlığa yıldız olup,
 
Aka, aka gidiyorum.
 

Zehir akan ırmağımı,
 
Kesilmemiş tırnağımı.
 
Edepsize parmağımı,
 
Taka, taka gidiyorum.
 

Hele biraz şurda dur da,
 
Yem olmadan kuşa kurda.
 
Mumlarımı güzel yurda,
 
Yaka, yaka gidiyorum.
 

Ayaz yazdım defterine,
 
Fazla inme çok derine.
 
Namertlerin dübü/rüne,
 
Çaka, çaka gidiyorum.

 

Ahmet AYAZ

 

 

KİRAZ  AĞACI

Ah! Ah! 
Kiraz ağacı;
 
Hayat ne kadar acı.
 
 
Meyveler verip,
 
Gülücükler atarken,
 
Haziran sıcağında;
 
 
Şimdi kaderin kucağında;
 
Kuruyup çürüyorsun.
 
Ve yürüyorsun Hakk’a doğru.
 
Yavaş yavaş.
 
 
Ayazlı gecelerde;
 
Ayaz gibi.
 

 

Ahmet AYAZ

 

 

KÜNYEM

 

Güneydoğuluyum;

Dedem Çarko Ahmet,

Babam Halaf Ayaz.

Rençberlikten gelme,

Bir çiftçi çocuğuyum.

Ayrıca

Bir şehit torunuyum

Askerliğimi yaptım

27 yıl 2 ay

Kamu hizmetinde çalıştım

 

Annemden, babamdan

      Dürüstlüğü öğrendim

             Dürüstlüğe alıştım.

 

Ne kaçak elektrik kullandım,

    Ne de kaçak su.

                Künyem bu;

                         Yetmez mi ?

 

Ahmet AYAZ

 

 

 

 

 

BEN OLMASAM DA 

Sevincimi el alemle bölüştüm, 
Mutluluğu bağış yaptım beylere.
 

Üzülmesin melekler benim için.
 
Muğla da Sarızeybek,
 
Elazığda çayda çıra oynasın kızlar.
 

Çalınsın sazlar,
 
Hoyrat türküleri söylensin Şanlıurfada.
 
Dalgalansın Ay Yıldızlı bayrağım.
 
Ben, olmasam da…

 

Ahmet AYAZ

 

 

 

( Karalama Defterinden başlıklı yazı Ahmet AYAZ tarafından 12.01.2017 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.