Gecenin
ayazında feryat eden bir yüreğin satırlara akseden göz yaşlarıdır bütün bunlar.
Sicim sicim yazılan, ıpıslak işlenen, sırılsıklam nakşolunan
ve dibine kadar aşkolunan...
Gelsin
alemin cümle aşıkları.
Piri mugan
benim bugün!
Derviş
benim, mürşit benim.
Ey ay,
göster yüzünü bana. Bu gece ihtiyacım var sana. Karanlıktan korkum var, yârdan
yana ayrılığım var. Çık bulutların arkasından utanma sakın, senden daha
yaralıyım. Bak göğsüme, sol yanıma. İnsan hiç mahcup olur mu yarasından dolayı,
yârinden olur da yarasından olmaz.
Gölge benim,
karanlık benim.
Ey
yıldızlar, uzak durmayın bana! O yârin uzaklığı daha fazla... Mesafeler canıma
işliyor. Kanıma dokunuyor onsuz kalmak, canıma mihnet oluyor. Ömrümü kayıyor o
sevgilinin ellerinde usul usul... Dilek tutsun insanlar ama " ben ölüyorum!"
Mesafe benim, uzaklık benim.
Yarasalar
bir kere de işe yarasalar!
Gelip de
kalbimi gagalasalar.
Baykuşlar
yüreğimde saltan kursa...
Kuşlar
ömrümden göç etse...
Ey göğün en
güzel mavisi, bu kalbim perisi hani nerede?
Ey akılsız
ve şaşkın bülbül, şakı da aşkını görelim bakalım.
Çektiklerimi
görüp de dut ye!
Bu gece o
kadar doluyum ki, çağırın bütün sazendeleri çalsınlar hüznümün şerefine. Bütün
şarkıcıları çağırın çınlatsınlar kürreyi arzı hüznümle.
Ey felek
topla da sal başıma bütün terkleri. Hiçbiri Papatya'nınki kadar tesirli olmaz.
Topu bir Papatya etmez.
Yâr diye
haykırasım var; demir korkulukları kırasım, duvarları yıkasım, ormanları
yakasım var. Elimde kara saplı ucu paslı bir bıçak var ve şu an aklımda bir ur
gibi yokluğun var. Bıçağı sapla da göğüs kafesime çıksın bu canım.
Ne diyeyim
sana, nasıl diyeyim?
Beni
dinlemeyen ama yargılayan, beni sevmeyen ama naçizane şu fakirullahça çok
sevilen... Ne kârdayım ne zarardayım, bir yaman yârdayım, bir kızgın nardayım. Sen
cehennemi yahut cenneti orada burada
arama sakın! Seversen cennettesin, sevilmezsen cehennemde...
Hiç baktın
mı ben gözüyle sana?
Çıkartayım
mı gözlerimi?
Ben'li bak
diye...
Anla diye
hali pür melalimi?
Sen hangi
yürek yakan türkünün nakaratısın bana?
Hangi acının
en doruğu, hangi sancının en keskini, hangi ıstırabın en üst noktasısın? Sen
cana gelirsen de ben çekmez miyim? Kahır ol başgöz üstüne, zehir ol afiyet
şeker bana...
Seni hangi şartlarda sevdiğime bir bak, neleri göze aldığıma,
neleri işittiğime? Kime bağlarsan bağla beni, ipim senin elinde...Kime yamarsan
yama beni, kalbim tek sana ait... Ruhuma pranga vuramazsın, kalbime zincir
takamazsın! Öyle bir sen saklı ki içimde dünyanın en değerli hazinesine sahibim.
Yani sana... Ömrümün tek taşına, milyon yaşıma... Senin kaşının ve kirpiğinin
bir teline canımı veririm, saçının bir teline alemi yakarım.
Yâr diye
bağırasım var. Göğü yırtasım, yeri yıkasım, dağı düz edesim, deryayı hallaç
pamuğu gibi atasım var. İçimdeki bütün hüzünleri köpük yapıp havaya üfleyesim
var. Balon balon hüzünleri aleme pay edesim var.
Yarama sebep
olan yâr! Seni öyle seviyorum ki buna zırdelilik diyebilirsin! Elde değil seni
sevmemek, ölesiye özlememek, bir an bile olsa düşünmemek... Biliyor musun yokluğunda ömrüm külliyen hüzün,
son sözüm, ön sözüm, velhasılı her sözüm: seni seviyorum. Önüm ardım sen, sağım
solum, kolum kanadım.
Koynumda zemheri
bir yalnızlıkla sarmaş dolaşım. Sen beni taş mı bildin? Yıkılmaz duvar mı
belledin? Aşılmaz dağ mı kabul ettin?
Ey yağmur,
yağ bana şırıl şırıl. Oysa şimdiye kadar ıslandığım yağmur değil, kar değil! Seni
sevmek de ar değil, kâr... Esen hüznündür rüzgar değil!
Şemsiyesizim.
Güneşsizim. Eşsizim. Neşesizim. Ipıslağım. Tiril tiril yalnızım. Sırılsıklam
sensizim. Cillop gibi bir sensizliğin içindeyim, jilet gibi bir ayrılığın,
filinta gibi bir hasretin... Gel de gör halimi. Gel de gör aşkını.
Ey bulut
yağmasan diyorum. Yormasan kendini. Gözlerim dolu zaten. Bir sünger gibi
yüreğimi sıksan ne kadar da hüzün akar? Ömrümü alsan eline yumruk yapsan ve
beni duvara çalsan... Ağzımı burnumu kırsan, yüzü gözümü dağıtsan...
Yâr! Aklımda
zorum var bu gece. Kalbimde kor'um...
Beni sal
ateşlere, ver öcülere... Ama bil ki sevi'yorum' seni ölesiye. Aşkından bana
zerrece yok veresiye. Oysa ben sevdikçe
seni ve öldükçe sana "Güllerimden
doğuyorum" yeniden.
KAPTAN