Kimsesiz
sözcükler düşer heceye
Her
bir hecedeki özü seversin
Aşk
dolu bir şiir dolar geceye
İçine
baktığın gözü seversin
Bitimsiz
öyküdür tutulan eller
Sonsuz
hazinedir sarılan beller
Aşka
davet eder konuşan diller
Meftunu
olduğun yüzü seversin
Terk
edesin gelir köyü şehiri
Bilmek
istemezsin gittiğin yeri
Her
dem içindeyse vefasız biri
Ömrünce
ettiği nazı seversin
Düşlerine
girer ardıç kuşları
Yerlerinden
oynar köşe taşları
Adımından
tanır sokak başları
Geçmişinden
kalan izi seversin
İnanırsın
aşkın sonsuzluğuna
İsyancıdır
kalbin onsuzluğuna
Aldırış
etmeden şanssızlığına
Atacağın
en son kozu seversin
Açılırken
kalple aklın arası
Aşk
ile ölçülür canın darası
Ruhunda
gizliyse gönül yarası
Yarana
bastığın tuzu seversin
Geride
kaldıysa yürünen yollar
Anılmaz
olduysa o güzel yıllar
Sararıp
solduysa yeşiller allar
Bahardan
vazgeçip güzü seversin
Yolunu
gözlerken ecel hancısı
Dinmez
içindeki sevda sancısı
Vuslattır
sözlerin en yalancısı
Yine de o sözü en çok seversin
Karşılıksız
kalır ettiğin kelam
Yerine
ulaşmaz saldığın selam
Yaşamakla
ölmek birmiş vesselam
Deyip
de yandığın közü seversin
Her
nefeste tel, tel dökülür saçlar
Kusurlar
kapanır silinir suçlar
Tedarik
edilir son ihtiyaçlar
Sandıktaki
saklı bezi seversin
Yazarın
Önceki Yazısı