İLAH-İ AŞK GERÇEK AŞK
Aşk..İlahi aşk, aşka dair can dost ..O,tek dostu dost edinenler dostsuz kalır mı hiç?Dost'tun şemsiyesi altında olanlar huzursuzluk iklimin-
den etkilenir mi?Bu atmosferi teneffüs edenle-
rin gönlünde yanan aşk ateşinin sıcaklığı ile ürperir kalpler..Allah'ı zikreden gönüller...Şefkat-
merhamet denizinde serinlediğini hisseder....
Mutmain olur,kalpler..Yüce kitabımızda:Kalpler,
ancak Allah'ı zikretmekle mutmain olur,buyu-
ruluyor.
Dostlar,bugün Allah ve peygamber aşkı ile ya-
nıp tutuşan ve sağlığında iken tanıma fırsatı
bulduğum bir gönül adamından bahsedeceğim.
Bu aziz insanın gönül zenginliğini,kabına sığma-
yan Allah ve peygamber aşkını,kendisini daha
iyi tanıyıp hayran kalmamak mümkün değil.Fi-
zik kuralları ile açıklamanın kabil olmadığı bir
hal..Yaşayan bilir ve olaya şahit olanlar ise hay-
retlerini gizleyemez.Aziz dostum, Kenan BAL
ile zaman zaman cuma namazını Konya'nın
meşhur en büyük tarihi camii olan,Kapu camiin-
de eda ederdik..Camiinin üst katında müezzin
mahfilin sağ tarafı adeta cuma günleri bizim ri-
tüelimizdi..O bölümde saf tutardık..Arayan dost-
larımız bizim o kısımda olduğumuzu bilirdi....
Hayretlere düşüren müezzinin iç ezanını oku-
maya başladığı "an"....O an gözlerin faltaşı gibi
açıldığı ve dikkatlerin o Allah ve peygamber a-
şığı gönül insanı Ahmet efendiye yoğunlaştığı
zaman dilimi...Kapu camiinin bülbül sesli müez-
zinlerinin davudi sesiyle başlayan ezan-ı Mu-
hammedi...Allah-ü Ekber,Allah-ü Ekber sedala-
larıyla Ahmet efendi ani bir refleksle ayağa kal-
kıp,ezan bitinceye kadar üç yüz altmış derece
etrafında çok hızlı bir biçimde dönmeye başlı-
yor ve ezan bittiğinde dönme hızı yavaşlayarak,
yerine oturuyordu...Bu şahit olduğumuz hadise-
yi fizik kuralları ile açıklamak mümkün değildir.
Çünkü,denge olayı önemlidir..O anda yaşanılan
hal,cezbe..Denge unsurunu oluşturan koordinat-
lar..
Dostlar,dinin iki yönü vardır..Birincisi akıl boyutu;
ikincisi duygu ve gönül boyutu.... Dinlerdeki duy-
gusal boyut daha etkilidir..Olması gereken akıl ile duygu arasında ahenkli bir denge kurabilmek
tir.Ne sadece akıl yeterlidir, ne de yalnızca duy-
guyla götürmek mümkündür..Akıl,mükellef olma
nın ilk şartıdır.Aklı olmayan sorumlu tutulmaz...
Vahiy,akıl ile idrâk edilir..
Dostlar;piramit,abide insanlar gerçek bir gönül
geçerek olgunlaşmışlardır;öncelikle kendilerini
tanımış ve kendileriyle barışmışlar,daha sonra
insanları bir huzur iklimine davet etmişlerdir....
Anadolumuz,geçmişte de ,Allah dostlarının hem
maddi hem de manevi destekleriyle toplumsal
barışın oluşmasında lokomotif görev üstlenmiş-
lerdir.Örnek olarak Hacı Bayram Veli hazretlerini
verebiliriz.........Bir taraftan susayan gönüllere Allah(c.c) sevgisini sunarken; Allah rasulünün
kutlu yolunda yürümenin iki dünya saadetinin a-
nahtarı olduğunu hatırlatıyor;bunun yanında eğittiği insanlara "rençberlik"yapmayı yani tarım-
la uğraşmayı öğretiyordu.
Pozitif bilimle manevi bilimleri yoğurup hem sosyal hayatımıza ,hem de ruh dünyamıza katkı
sunan müstesna insanların anlayış ve dünya görüşlerine her zaman ihtiyacımız vardır.Çünkü
insan iyiliğe,güzelliğe,tebessüme muhtaçtır.....
Çünkü insan iç huzura,gönül susuzluğunu gi-
dermeye ihtiyaç duyar.....
İşte,aşk yolunda yürümeye Ahmet efendiler,Hacı
Bayramı veliler,Hacı Bektaş veli,Mevlana ve Yu-
nus Emre'ler birer örnektir....Selam ve dua ile.
Davut BALCI
15/02/2017
