Biz her şeyi bir ölçüyle, bir plana göre düzenli olarak yarattık.” (Kamer, 49)


Allah öyle bir dünya yaratmış ki, bir ölçü ve plan üzerine çalışmasın. Güneş sabahları doğuyor, akşamları batıyor. Ay gece görünüyor. Yağmur yağmadan önce hafif bir rüzgâr esiyor, yavaş yavaş bulutlar sıralanıyor, şimşek çakıyor ve yağmur yağıyor. Zamanı geldiğinde deprem oluyor, yanardağ patlıyor. Değişim ve hareketin bir düzeni var. Bu düzeni bir ilim çerçevesinde yaratmış Allah c.c.


Peki, biz insanlar planlı mı yahut belli bir düzen içinde mi yaşıyoruz acaba? Genellikle bu sorunun cevabı hayır oluyor. Hayırla başlayan o kadar çok soru var ki… Bu yüzden isteklerimize, mutluluklarımıza ve kalıcı dostluk ve sevgilere ulaşamıyoruz. Her şey plansız olduğu için, elimizden de çabucak gidiyor.


Düşünün her sabah bile kalkarken aynı saat ve dakika içinde yataktan fırlamıyoruz. Acele ile giyiniyor, fırsatımız olursa kahvaltı yapıyor, koşa koşa servise yetişiyoruz. Bu düzensizliğin içinde trafikte nasibini alıyor ve işe gelişimiz her zaman farklı zamanlarda oluyor.


Aklımıza esiyor sevdiğimize çiçek alıyoruz. O gün yaş günüyse eğer veya özel günlerse zar zor hatırlıyor, aceleyle bir hediye almaya çalışıyor ve bin bir sıkıntıyla kutlama saatine yetişiyoruz. Belki de sevdiğimiz kişi, hediyesini beğenmiyor ama o günü hatırladığımız için, beğenmiş numarası yapabiliyor.


Bu sıkıntı içinde, aşk bitiyor, kuracak hayal kalmıyor, heyecan diye bir seçenek elde olmuyor ve diyoruz ki, “Oh bir günde daha kazasız belasız geçti. Bu günüde kurtardım. Yarın Allah Kerim.” Fakat geçen böyle her gün, bizi hızla yaşlandırıyor, sevgisiz, isteksiz ve depresyon içinde bir hayata mahkûm ediyor. Hep karşımızdaki insanların kusurunu arıyor, yapamadıklarımızı karşımızda gördüğümüzde vicdanen rahat ve “İşte o benden daha berbat yaşıyor, teselli olsun diye içten içe, en azından ben şunlara sahibim.” Diyebiliyoruz.


Hayatı güzelleştirmek ve heyecanlı kılabilmek için; doğaya ve Allah’ın planlı düzenine iştirak etmemiz gerekiyor. Doğanın içinde nasıl düzensiz bir olay meydana gelmiyorsa, bizde hayatımızı belli bir düzene sokmalıyız. Sabah falanca vakitte kalkmalı, el yüz yıkandıktan veya duş aldıktan sonra elbiseyi giymeli, kahvaltıyı yapmalı ve servise vaktinde yetişebilmek için daha erken vakitte yavaşça gidebileceğimiz şekilde evden çıkmalıyız. Arabamız yerine servise binersek, trafik düzenine bir plansal katkımız da olacak… Böylece trafik az olacağı için iş servisi de vaktinde iş yerine gelecektir, planlanan vakitte.


Özel günleri en az bir hafta öncesinden planlayarak, ne alacağımız veya o günü nasıl geçireceğimizi yavaşça ve aklıselim düşünerek, o günün güzel geçmesi için her şeyi planlayacağız. Böylece sevdiklerimize değer vermiş ve onları mutlu etmiş olacağız. Aldıkları hediyeleri gerçekten beğenecekler ve paylaşım da huzur içinde geçecek.


Artık sofralarımızda planlı yiyecekler olacak, ne kadar kalori alacaksak onu karşılayacak şekilde yiyecek, o gün ne kadar spor yapmamız gerekiyorsa sporumuzu yapacağız. Uyku düzensizliğimiz bitecek, planlı olduğumuz için, her şeye vaktimiz olacak. Hayatımız dolu dolu ve aktif geçecek. Tembellik etmeyeceğiz. Bu planlama yüzünden, kötü alışkanlıklarımızda minimuma inecektir.


Biz plan yaptıkça, plansızlık olmadığından, gerekli heyecan, aşk ve huzur içinde her şey düzenli işleyecek… Hayatımız her an renkli ve güzel geçecektir. Erkenden yaşlanmayacak ve yaşadığımız hayattan zevk alacağız. Aşk bitmeyecek, ömürlük olacak! Kimseyi aldatmayacak, yalan söylemeyecek, kimseden böylece güvenirlilik aramayacağız. Ne yaptığımızı ve karşılığının ne olacağını bileceğiz.


İnsan hiç doğadan farklı olabilir, düzensiz yaşayabilir mi, asla… Sizi planlı ve programlı bir yaşama, gerçek huzura, doğanın samimi bütünlüğüne destek olmaya davet ediyorum. Hayatta hiçbir şey bizi şaşırtamaz, olağanüstü şeyler haricinde, inşallah…  Sevgi ve dua ile!


Saffet Kuramaz

( Planlı Yaşamak Gerekiyor başlıklı yazı safdeha tarafından 20.02.2017 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.