Eski bir koku var şu küflü gecede
Şehrin sokaklarında
Sürünüyor kara kabzalı bir silah
Vuruyor hedefsizce
Ölümsüzdü ölenler
Aslında yaşamıyorlardı bence
Beş para etmez zenginler
Beş kuruşluk saltanat derdinde
Kara kuru bir oğlan çocuğu
Ecele gülümsüyor
Umurunda değil soğuk, o zaten hep
üşüyor
Şişko bir göbek aç
Bir uçtan bir uca ziyafet sofrası
Gelmiş geçmiş tüm sadakaları
yiyor
Afiyet olsun bey
Zalimler hayrına şu haklarıda ye
Yolgeçen hanı kovan, işçi arılar
çalışıyor
Kral kim kralcı kim?
En tepeye çıkmış muhterem bir zat
Tıka basa ala sata
Bol kesesini dolduruyor
İnsanlık kendini tüketmekte
Harcanıyor zaman müsrifçe
Doymazlığın kuyruğunda beşeriyet
Farkında değil garabetin
İçi dertli dışı şen
Oyalanıyor
Şükran Gulcenaz Aydoğan