ŞİİRİN HİKAYESİ...


 Kanar mı sözcük tam ortasından bölündüğünde,

Hece hece savurur mu öfkesini?

Dinmeyen acısını pay eder mi?

Ayrımcılığında yine sevginin ve nefretin?

 




Gün eksiliyor eksiltiyor da ömrü,

Ortasından bölünmüş bir elma kadar

Çürük tüm düşlerim.

İlahı yüreğin yine başı çekerken kaygı

İfratı belli ki ettikçe onca nazı

Bir heceden diğerine seğirten kalemin ucu

Kanatırken oluk oluk;

Demediklerime kefil onca hece onca tümce

Andığım değil azımsandığım,

Ayrımındayım da dünün ve bu günün

Bir de sihrine inandığım

Ölümlü düşlerimin.

 

Teyelli tüm dokunuşlarım,

Teğet geçen mutluluğun özründe

Ettiğim her kelamda sivrildiğim

Bazense sindirildiğim güncemde.

 

Tutuklu varlık tutkulu da hayatın

Bitimsiz coşkusuna,

Savruldukça seyreldiğim;

Sevdikçe çoğaldığım

Bazense mimlendiğim bir sükûtun özleminde

Yine onca önyargı başımın belası,

K/andıklarıma toz kondurmazken

İfrit gölgelerin de hükmüne savurduğum nidalar,

Kaykılmış üç beş imgede mademki terk ettim mutluluğu,

Arındığım şu rahlede

Huzuru kucakladığım.

 

Bir iklimde sır bildiğim rüzgârın tetiklediği yangın,

Meczup varlığın hasreti derin bir gamda

Bir de yoksunluğun kollarında mezar.

Sınanan varlık uzattıkça zamanı,

Kısalan ömürden sızan belli belirsiz bir fısıltı:

Yüksündüğüm değil de yorgun düşmüşlüğüm

Hep ama hep hüzne delalet.

 

Bir kıyıda bir de derinde;

Denenlerin çok ama çok ötesinde

Demediklerime mal edilen isyanları var

Nefretin, zulmün yarım ağız lehçesi

Bir de nidaların yaşlara karışan telaşı var:

Anlam olmaksa en alası,

Hüzün olmaksa en hulasa

Bir de bir de diyemediklerim var,

Sakıncalı imlerin savruk düzenine mal ettiğim

Nice yarım hikâyenin buruk özlemi

Yine karışan yağmura,

Dinginliğimi çalan dünlerin de rahmet bildiği.

 

Saydam bir nakarat hiçliğimin tezahürü:

Yazdıklarıma emsal döngüde

Kopup koyuverdiğim,

Konuşlu olmaksa sığındığım mesken,

Dünlere hürmet yarınlara kefaret,

Aykırı iklimlerin seyrinde

Bendinde hakkaniyetli cümlelerin,

Kurmaya dair kaybettiğim bir özneden mütevellit,

Sonlandırmaya niyetlendiğim yürek iklimlerinde

Kaybolmayı maharet bellemiş bir nesne kadar da

Mütereddit bir yakınma,

Akladığım bir ömrü de sükûta erdirmek adına

Yoldaş tümcelerim yine bandıkça hüzne,

Asil bir yorgunluğu da giymişken

Cepken niyetine.

 

Ne o, sen de mi yolcusun?

Bu minvalde sürgün etmeyi dilediğin ne ise:

Gıyabında onca sorunun girizgâhı madem

Tüm yalıtılmışlığımın esrarı,

Son bir söz daha söylemenin ne gereği ise

Kundaklandığım onca metruk dizede

Kapıp koyuvermeliyim önce aşkı sonra da ne ise

Eremediği yüreğin usul usul.

 

En sessiz ihtilal işte

Şu meczup faninin

Bir demde yok olmayı dilediği.

Gölgelerden mustaribim;

En çok da kendimden.

Kınında saklı bir aryayım yine

Deviniminde illet yürek sesinin,

Konuşlu bir rahlede,

Varıp varacağım o kayıp yaka;

Yine bedellerin ödenip ödenip tükenmediği.

 

Sanrıların gölgesinde,

Sandıklarımın çok çok ötesinde,

İllet bir terennümü bildimse tek sırdaş,

Kayıp bir rükûu da edindimse son mertebe;

Hanidir kayıp hanidir hazin

Hanidir son sürat hüznü tevafuk bildiğim;

Sivrildiğim, yonttuğum

Belki de gocunduğum.

 

Sarkacın kayıp bildiği bir demde,

Saniyelerin yetmediği ölümlü güncemde,

Sancıların deviniminde…

Suretlerde yakalandığım hazan,

Makberimin uzamında kayıp umutlarım,

Bir de yetmeyi bilemediklerim…

 

 


Kıymetli abim, değerli hocam M.F.Ünalan'a sonsuz teşekkür ve saygılarımla.

Şiirime ses olan yüreğine, nefesine sağlık.

( Çürük Düşlerim... başlıklı yazı GÜLÜMM tarafından 21.02.2017 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.