VIII
…
Dünya âlem
toplanmış; ‘Trump ne yapacak!’ diyerek fikir yürütmeye çalışmaktadırlar. Trump ‘iyi
mi’ ‘kötü mü’ tartışması saçmalığın daniskasıdır. Trump neler yapmayacak ki!
Obama ve
şövalyeleri sarı öküzü (pardon İngiltere’yi) Avrupa Birliğinden koparıp aldılar.
Sırada Mor öküz var.
2020 yılına
kadar Avrupa Birliği diye bir şey kalmayacak… Askeri ve ekonomik olarak
zayıf durumda olan Fransa ve Almanya’ gereğinden fazla hırpalanacak... Almanya
ve Fransa yeniden bir birlik kurmaya zamanları olamayacak… Tespih tanesi gibi
ortaya saçılan diğer Avrupa ülkeleri ABD’nin kucağına oturup, ABD başlarını
sıvazlarken; dolar vesayet ve himayesi altına girmek zorunda kalacaklar.
İngilizleri kendi
safına çeken ABD, Euro’yu bitirmeye kararlı… Bu hengâmede hem Avrupa, hem Asya
ve hem Afrika yeniden şekillenecek… Rusya boş durmayacak, gerekirse doğu
Avrupa’da kaybettiği yerlerin bir kısmını geri almak için epey bir gayret sarf
edecektir.
Obama’nın yaralayıp
yarım bıraktığı Ortadoğu’yu en seri şekilde kanını emip nasıl sömürebilirimin
yoluna bakacaklar… Trump, Obama’dan devraldığı yerden devam edecek daha sert ve
daha kararlı bir şekilde… ABD adına ve kendilerine hizmet edebilecek güvenli
bölgeler oluşturmaya ve köleler devşirmeye devam edeceklerdir.
Hiç şüpheniz
olmasın… Son on günde Türkiye’ye gelip gidenlere bakacak olursanız, Türkiye’nin
dengedeki yeri daha da iyi anlaşılacaktır.
“Dünya nükleer
silahlar konusunda aklını başına alıncaya kadar, Amerika nükleer kapasitesini
önemli ölçüde güçlendirmek ve büyütmek zorunda diyen” kaçık bir liderden çok
şeyler beklemek ahmaklığa ve hezimetlere yeni kapılar aralayacaktır.
Türkiye ne yapmalı? Burada bölen,
bölünen ve kalan sürecinde bölünen ve kalan olmamak için elinden gelenin çok
daha fazlasını yapmalı… Türkiye; Büyük Ortadoğu Projesinin hedefi ve
çalışma sahası içindedir.
Türkiye artık, on-yirmi
yıl önceki orta ölçekli bir Türkiye değildir. Asya’dan Afrika’ya uzanan,
geleceğe dönük büyük hesapları olan, buna güç ve imkânı da yeten bir ülke
konumundadır. Ankara bölgeyi etkileyebilecek çok önemli bir merkezdir.
ABD’nin kendi
içindeki güçler çatışması, İran’la restleşme ve Rusya ile yakınlaşma elbette
yakından izlenirken, diğer yanda kendi yoluna ve hedeflerine adım adım da olsa yürümelidir.
Eisonhower,
Rockafeller, Fullbright ve benzeri burslarla okyanus ötesinde yetiştirilen
siyasetçilerin yüzyıldır Türk siyasetine egemen olduğu herkesin malumudur.
Amerika’nın,
İngiltere’nin, Almanya’nın ve diğerlerinin orospuluğu iki dilli yılan gibi
ortadadır… Yüzünüze söylenen başka, arkanızdan söylenen başkadır… Düşmanın
dürüst ve mert olanını bulmak çok zordur. Onun için işimiz de zordur.
Üst devlet aklı
gerekir. Zor işleri başarmak için ehil insanlar gerekir. Beyinlerde millîlik ve
yeterlilik gerekir.
Elbette ABD ve
NATO ittifak ilişkilerinin tamiri gerekiyor. Obama döneminin açtığı güven
uçurumunun elbette kapatılması gerekiyor. Açtığı uçurumu kapatmak da çukuru
açana düşer.
ABD Türkiye ile
yakınlaşmak istiyorsa, Türkiye’yi kuşatma planından vazgeçmelidir. Irak
ve Suriye üzerinde uyguladığı ikiyüzlü politikalarından ve Suriye’deki ‘koridor
projesinden’ vazgeçmelidir. PKK/YPG ve FETÖ’ye desteği kesmelidir.
Bizde evlat
acısı, ABD’de kuyruk acısı varken; birbirimize ne kadar güvenebileceğiz? Güven
bunalımını nasıl aşacağız?
Biz terörle değil,
terörün arkasına saklanan devletlerle uğraşıyoruz. İçimizde ki dirençle değil,
dışarıdan gelen saldırılarla savaş halindeyiz. Suriye’de örgütler değil,
devletler hesaplaşmaktadır. Tereddüdümüz ve tedirginliklerimiz var.
Türkiye eski
Türkiye değildir. Belki binlerce daha şehit verebiliriz ama ABD’yi tarihin
derinliklerin gömebilecek kadar çılgınlıklar (kahramanlıklar) yapabilecek bir
milletiz. Tarih şahidimizdir. Gerekirse bir kere daha tarih yazarız.
Eğer Türkiye
ölecek ise Dünyayı insanlığa mezar yapar öyle ölürüz.
Ant.-100217