Biz millet olarak tatili, dinlenmeyi çok severiz. Belli değil mi diğer milletlere göre sene de en az yirmi beş otuz gün fazla tatil yapmamızdan? Hakeza okullarımızda da durum aynıdır. Bizim orta dereceli okullarımız diğer milletlerden hep on beş yirmi gün, belki bir ay geç açılır. Rabbım ''Herkese çalıştığının karşılığı var diyorsa.'' Ben Müslümanım diyen bir insanın bunu anlamamasına bilmemesine imkan yok. İşçi, memur ya da esnaf iseniz haliyle cumartesi ve pazar günleri tatildir. O normal bir durumda, gece dönüp güne, gün de pazartesiye gelince herkesi, işçisini, memurunu, esnafını hafakanlar basıyor her nedense. Biz buna pazartesi sendromu diyoruz. Soruyoruz tabi pazartesi sendromu yaşayan vatandaşlarımıza pazartesi sen durumunuz nasıl? Çalışmayı seven insanlar için, iş kolikler için anormal bir durum yok hali hazırda, onların pazartesi sen durumları, ben durumları, o durumları, şu durumları gayet iyi, moraller yerinde. Çalışmayı sevmeyenler sıkıntıda...



Cuma akşamı eve gelmişsiniz. Memursanız en güzel mutluluk bu sizin için. İşçi ya da esnaf iseniz yine de mutlu olursunuz da biraz daha az mutlu olursunuz. Esnafların ile işçilerin özel sektörde çalışanları genellikle cumartesi yarım gün de olsa mesai yaparlar. Cumartesi akşamı en güzel, en salaş ve rahatlıkla hareket edilebilecek bir gündür. Ah bir de şu pazartesi olmasa... Hayal kurarsınız keşke bir emekli olsam da tamamen rahat etsem, sabah erken kalkmak zorunda kalmasam. Her günün adı cumartesi, pazar olsa... Öyle ya işe gitmek zorunda olmadınız mı, günlerin salı çarşamba, cumartesi ya da pazar olmasının sizin için bir önemi de yoktur...



Muzip arkadaşlardan biri de yazmış, okuyunca ben çok güldüm, bakalım siz de nasıl bir etki yaratacak. Cümle aynen şöyle ''Pazartesi dururken çarşambayı alan sele yazıklar olsun.'' Ben hayranım bir mizah yazarı olarak benim gibi aklını gülmeceye odaklamış bu Nasrettin Hocanın, Hacivat ile Karagöz'ün, İncili Çavuş ile Bekri Mustafa'nın torunlarına. Bakın ne yazmışlar yine pazartesi için muzip arkadaşlar. ''Pazartesiyi kaldıracağım diyen parti vallahi iktidar olur.''



Dernek bile kurmuşlar arkadaşlar PSDYD Açılımı da şöyle oluyor. Pazartesiyi Sevmeyenler Dayanışma ve Yardımlaşma Derneği... En büyük görevleri de pazartesi işe gitmek istemeyen işçi, memur ve esnaflara bir şekilde moral vermek, dayanışma sağlamak onlarla. Şaka ya şaka, hemen inandınız siz de, yazıya biraz neşe katalım dedik sadece. Olur mu hiç öyle bir dernek, sonra öbür günler darılır, bizim niye derneğimiz yok diye...



Pazartesiyi sevmeyenler olduğu gibi sevenlerde var tabi ki... Çalışmayı seven insanlar, insanları seven insanlar. Yanlış anlaşılmasın sakın pazartesi sendromu olan insanlar da mutlaka insanları, çalışmayı seviyordur. Pazartesiyi sevenlerde bir şeyler yumurtlamış bakalım ne demişler... ''Sarıların içinde kalan şehir günaydın, ekmek kokusu işine giden sarışın günaydın, minibüs şoförü, şapşal kedi sana da günaydın. En güzel pazartesi sizin olsun...'' Yine bir başkası da ''Allah sevgisiyle kalpleri dolu gönül dostları. Allah'ın rahmeti, bereketi üzerinize olsun inşallah.. Pazartesi gününüz hayrolsun.'' Sağ olsunlar var olsunlar pazartesini sevenlere de selam olsun sevmeyenlere de...



İçinizde ki yaşama sevincini, umudunuzu, canlılara olan sevgi ve saygınızı hiç bir zaman yitirmeyin. Böyle oldu mu günlerin önemi de kalmaz her günü coşku ile yaşarsınız, yaşamaya çalışırsınız. ''Yarın bambaşka bir insan olacaksan, bugünden başla.'' demiş Epictetus... Bu yarın pazartesi de olabilir, salı veya başka bir günde... Kurtulun artık kurtulun bu pazartesi sendromundan pazartesi sen, ben veya o durumunuz da daha iyi olacaktır o zaman. Mutlaka az ada olsa tembellik hakkınızda vardır lakin, az olarak kalsın. ''Kişiler tembel değildir, sadece kendilerine esin kaynağı oluşturacak kadar güçlü amaçları yoktur.'' demiş Anthony Robbins'de... Yüzünüzden gülücükler, yanaklarınızdan öpücükler eksik olmasın. Hepinize en derin sevgi ve saygılar...
 
( Pazartesi Sendurumu başlıklı yazı AhmetZeytinci tarafından 17.03.2017 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.