Hikaye / Yaşamdan Hikayeler

Eklenme Tarihi : 28.03.2017
Okunma Sayısı : 2397
Yorum Sayısı : 2

Ehliyet kursunda nazari dersler bitip, direksiyon dersleri başlamıştı.
Beni çalıştıran hoca güzel şivesiyle tipik bir Karadenizliydi. Ama
oldukça sinirli bir yapıya sahipti. Kim bilir belki de direksiyon
hocası olmanın etkisiyle öyle gibi görünüyordu. Çünkü yaşadığım 
bir olay aslında hocamın ne kadar kırılgan ve güzel bir yüreğinin olduğunu göstermişti.
sürücü kursu 90261 ile ilgili görsel sonucu


Babamla yaptığımız bir iki küçük çalışmayı saymazsak neredeyse ilk
defa direksiyon başına oturmuştum. Doğal olarak çok heyecanlıydım. Hoca ise daha ilk anlardan itibaren sinirli davranışlar sergilemeye başlamıştı. O bağırdıkça, öyle yapma, böyle yapma dedikçe heyecanım iyice artıyor, sanki hiç araba kullanamayacakmış gibi bir endişeye kapılıyordum.

Bir, iki, üç ve sonunda dayanamadım hocama biraz sitem ettim.

-Hocam hep yanlış mı yapıyorum?

-Nasul?

-Yani hiç doğru bir şey yapmıyor muyum?

-Yapaysun...

-Peki neden hep kızıyorsunuz, ya da güzel bir şey yaptığımda aferin
demiyorsunuz? Lütfen beni biraz motive edin.

-Ne edeyum seni?

-Şey, yani biraz doğru yaptıklarımı da söyleyin, yüreklendirin beni.

Hoca anlamsız gözlerle yüzüme baktı ve "Bugünkü ders bittu" 
Diyerek, başka hiç bir şey söylemedi.
sürücü adayayı şahin otomobil ile ilgili görsel sonucu


Yanından ayrılırken kendi kendime gülmeye başlamıştım. Az sonra 
Harun bey de dersini bitirip yanıma geldi. Ben halen gülüyordum. 

-Ne oldu neden gülüyorsun.
-Sorma Müdürüm benim hocaya gülüyorum.
-Neden güldürdü seni bu kadar.
-Yok, o neden güldürdüğünü bilmiyor, ben söylediği şeylere gülüyorum.
ehliyet kursu karikatürleri ile ilgili görsel sonucu

Ardından olanları anlattım. Harun bey Trabzon'da oldukça popüler bir 
insan olduğu için, bir çok kimse onu yakından tanır. Bizim Kursumuzun
Sahipleri de arkadaşlarıydı.

Hoca ile aramızda geçenler onun da çok hoşuna gitmiş ve o gün 
sohbet sırasında yöneticilere olayı anlatmış.

Ertesi gün direksiyon çalışmasına geldiğimde benim hocanın suratı 
bir karıştı. Yaptığım hatalara kızmıyor sakin bir şekilde uyarıyordu. 
Bu garip halini anlamaya çalıştım. Sonra her halde geçen günkü konuşmamız etkili oldu diye düşündüm.

Ama daha sonra hocanın konuşurken yüzüme bile bakmadığı dikkatimi çekti ve dayanamayıp sordum.

-Hayırdır hocam bu gün çok sıkıntılı gibisiniz?

-Yok bişey?

-Bilmem, sanki bir şeye kızmış gibisiniz?

-Yok dedim ya 

-Peki, bana öyle geldi demek ki.

-Şikayet etmişsun beni?

-Ben mi? Kime şikayet etmişim?

-Bizum Mudura

-Yok canım yapmadım. Yapmam öyle şey, kime ne demişim?

-Sen baa, benu bişe et demuşsun.

-Motive et demiştim.

-Ben de ne edeyum seni demuşum.

Elimde olmadan gülmeye başladım ve:

-İyi de hocam, senin o sözün benim hoşuma bile gitti. Hiç kimseye de şikayet falan etmedim. Sadece arkadaşım Harun beye anlattım, hem 
de kötü bir niyetle değil, hoşuma gittiği için. Olsa olsa o anlatmış 
olabilir yöneticilere ki, onunda çok hoşuna gitmişti. O nedenle 
anlatmıştır, yani kimsenin kötü bir niyeti yok. Ya Yöneticiler yanlış 
anladı ya da sen.

Bu sözlerim üzerine biraz yumuşar gibi oldu, ama bir daha da kolay 
kolay çalıştırırken bana bağırmadı. Bu defa bu durumdan rahatsız olmaya başladığım için arada bir o bir şey söylemeden ben "Ah hocam! Yanlış yaptım yine" gibi sözler söylemeye başladım. O ise kafasını sallayıp "Madem doğrusunu bileysun, öyle yap" Diyerek geçiştiriyordu.

Öyle ya da böyle, nihayet kursu bitirdik ve sınavları ilk hakkımızda 
verip, ikimizde ehliyetler aldık. Artık sıra araba almaya gelmişti. Ben 
bir araba kampanyasına girdim. Bir müddet ödedim, ancak ödemeler 
artıp gücümü aşınca vazgeçmek zorunda kaldım. Harun bey ise ehliyeti aldıktan bir müddet sonra yanılmıyorsam bir toros araba aldı. Her ne kadar ben alamasam da, onun sayesinde eskilerin tabiriyle ayağımız yerden kesilmişti.

ehliyet kursu karikatürleri ile ilgili görsel sonucu

Tabi ki şoförlüğün ilk günleri ve ayları oldukça heyecanlı, zaman 
zaman tehlikeliydi. Ne çok macera yaşandı o acemilik günlerinde. 
Ama kısa sürede Harun bey usta bir şoför oluverdi.

Yüz on dördüncü bölümün sonu
Mehmet Fikret ÜNALAN

( Bin Dokuz Yüz Seksene Doğru (Yüz On Dördüncü Bölüm) başlıklı yazı MehmetFikret tarafından 28.03.2017 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.