Daha iyiye, daha güzele diyerek ailece, şartların akışına bırakıp kendimizi muhtelif şehirlerde  göçerler gibi yaşayarak bu günlere geldik.

Çok yaşayan mı bilir  yoksa çok gezen mi sorusunu hepimiz biliriz...

Adana, Isparta, İstanbul, İzmir ve Antalya illerinde yerleşik düzende bulunduğumuza göre;

Çok bildiğimi söyleyemem ama farklı kültürlerden pek çok kişiyi tanımış olmam, insanlar hakkında bende bir fikir birikimi oluşturdu...

1900 lü yılların ikinci yarısında insanlar genelde art niyetten uzak yaşarlar ve birbirlerine sıkıntı vermezlerdi. Durumlarına şükreder, mevcutlarıyla yetinirlerdi. Komşular ve akrabalar arasında iyiliklere ve güzelliklere odaklı hoş ilişkiler vardı. Güven tamdı verilen sözlerde durulurdu. Denilebilir ki o zaman insanlar MUTLULARDI...

1900 lü yılların sonlarına doğru bu ortam bozulmaya başlarken doğrular zik-zak çizmeye başladı.

2000 li yılların başlarında sayılırız şimdi, henüz ilk çeyrek yaşanmadı ama çok şey olumsuzluklar yönünde değişime uğradı.

İnsanlarımız yaşam rahatlığı sağlayan çok şeylere kavuştular,

Her şeyleri var şimdi ama hiçbir şeyleri yok,

Öz olarak insanlarımız MUTSUZLAR...

Bu mutsuzlukların başında yozlaşmış ilişkilere sebep farklı insan tipleri var.

Geçmişine bağlı kalarak huzur içinde yaşamını sürdürmek isteyenler bu tip kişilerden uzak kalıyorlar.

Kimdir uzak kalınması gereken bu insanlar?

Sabit fikirli insanlar:

Paslanmış çivilere benzerler, söküp atmak çok zordur, (Cenap Şahabettin) "Nuh der, peygamber demez"  ler, dediklerinden de dönüş yapmazlar, ısrarcıdırlar. Akışında güzel bir sohbet kuramazsınız. Süt karadır deseler bile vazgeçmezler. HAYIR dersiniz ama alacağınız cevap şudur:

-Söndür elektrikleri bakalım süt beyaz mı, kara mı... :-)

Keyfi kaçırıp sinirlerin bozulmasına sebep olacak bu kişilerden uzak kalmak gerek... 

Cahil ve inatçı kişiler:

Bilmedikleri konularda bilgiçlik taslayıp  ahkam keserler... Sabırla dinlersiniz veya dinlemiş görünürsünüz bu sükuneti galibiyet olarak vasıflandırırlar. Branşlarında uzmanlaşmış kişilerin fikirlerini bile ret edecek kadar inat içindedirler.

Zorunlu olmadıkça yaklaşmamalı...

Zaman zengini insanlar:

Meşguliyet gibi faydalı bir uğraşları olmadığından zamanları boldur, bu zaman bolluğunda ne yapacaklarının şaşkınlığı içinde bu kişiler kolayca birbirlerini bulurlar ve DEDİKODU üretimine geçerler...

Konu sıkıntısı yok, ben, sen, o, biz, siz, onlar veya görmedikleri tanımadıkları bazılarının özel hayatları malzemedir onlar için...

Huzurlu yaşamı arzu edenler, dedikoduculardan uzak kalırlar...

Kaybedecek hiç bir şeyi olmayan kişiler:

Günlük yaşamış bu kişiler, kendilerine göre hayatı keyifle yaşamışlardır. Sonrasında  acı gerçeklerin içinde bulurlar kendilerini ama artık çok geçtir. "Evim yok, arabam yok bir ailem bile yok...Geçinebileceğim kadar gelirden de yoksunum, ah! gençlik!"  yakınmaları ile alkolde teselli ararlar. Bazıları şair olmuştur, "cep delik, mintan delik, kevgir misin be kardeşlik" şiiri yarım aksan ile dillerinde...

Yakınları, akrabaları da terk etmişlerdir Allah'a verilecek bir tek CAN ları kalmıştır. İdealleri, planları hatta hayalleri bile yoktur işte bu kişiler her an suça meyillidirler. Azmettiricisinin vereceği fazla olmayan bir para ile plandaki suçun faili olabilirler.

Uzak, çok uzak olmak gerekir bu insanlara...

Dışlanmış kişiler:

Genel teamüllere uymayan ve yakın çevresinin benimsediği ahlaki sınırların dışındaki yaşam tarzıyla öncelikle ailesi sonra toplum tarafından dışlanmış kişilerdir. Bozuk psikoloji sarmalında yoğun olarak kin, nefret hatta hınç içindedirler. Öfkeli bir tip olup arkadaşları yoktur, olsa da kısa ömürlüdür. Bir sebeple iletişim kurduklarını kırmakta sonrasında kesin olarak onlara zarar vermektedirler...

Huzur arayanlar uzak kalır bu tiplere.

Kuyruk takımındakiler...

Toplumda parlayan, yıldızlaşan birine veya birilerinin kuyruğuna takılmakta ustadırlar. Enteresandır bu kişiler toplumda çoğalmakta olup yağcılık yaparak maddi ve manevi menfaat sağlamaktadır. Yıldızın parlaklığı sönüp nûfuzunun değer kaybetmesi hallerinde kuyruktan kopmaktadırlar. İki yüzlü bu yağcılar huzurlu yaşamın insanî ilişkilerine dahil olamazlar.

Vampir tipler:

Çok tehlikeli bu tipler çıkarları için arkadaşlarını hatta en yakın dostlarını bile harcarken gözlerini kırpmazlar. Megalomandırlar ve bencillikleri had safhadadır, Egolarını tatmin eden tek unsur "ben, ben yine ben" in ardından gelen harcamalardır.

Parmağını uzatanların önce eli sonra kolu kopar aman dikkat!!!

Değer yargıları gittikçe bozulan toplumumuzda çeşitli olumsuz etkenlerle huzuru bulmak, huzurlu yaşamak gerçekten zorlaşıyor.

Sizlere sağlıklı ve huzurlu yaşamlar dilerim...

Selam ve saygı ile,

Yurdagül Alkan.

 

( Huzur Bozan İnsan Tipleri başlıklı yazı Gülalkan tarafından 28.03.2017 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.