Seyyah...
Filistin mülteci kampına uğradı
Birleşmiş milletler gözetiminde olandı
İçler acısı sefalet her bakımdan fark yaşattı
İnsanlar çaresiz bir şekilde katlanmak zorundalardı
Zira İsraillin işgali, zulmü, gasbı, işkencesi mutat olandı
Çocukların perişan hali, hiçbir şeyden habersiz olmaları manidardı
Zeynep o kapta yaşayan genç kızlardan biriydi, onunla bir kaç kelam etmek arzusundaydı
Zeynep sıladan gelen bir akrabası gibi karşıladı, ruhi ve zihni yorgunluğu vardı, tebessüm ederken dahi ağlayandı
Mülteci kampından biraz bilgiler aldı, yaşayanlar içinde Müslümanda, Hristiyan da ve dahi farklı inananlarda oradaydı
Seyyah Zeyneb kızımıza hayalin, hülyaların nasıl diye sorunca, ilk defa böyle bir soruyla karşılaştığını söyledi ve gözlerinden bıraktı
Artık hülyayı unuttuk, umuttan tutunmaya gayret ediyor ve bazen endişeye kapılıyoruz, sonra yine Rabbimize sığınarak ona el açıyoruz dedi
İnsan...
Ön yargıdan arınmalı
Ön bilgiyle yol almaya çalışmalıdır
Zanna itibar ettiği müddetçe ziyandadır
Hissiyat nizam edilmezse neticesi üzecek kadardır
Beşer önce insan olmalı, sonra kul olmanın şiarıyla yaşamalıdır
Bilim esas olan rızktır, salt bedeni gıdalar rızk olarak anlaşılmamalıdır
Ruhun, aklın, vicdanın, kalbin, iradenin de mutlaka ihtiyaç duyduğu rızk haktır
Yalnızca kazanç veya boğazdan geçen olarak anlamak ve şartlanmak, elbette yanılgıdır
Zira insan yalnızca bedeniyle değil, ruhuyla, aklıyla, kalbiyle, vicdanıyla, iradesiyle anlam kazanandır
Anlatsın...