Ömür denilen ne kadar da kısa . Göz açıp kapayıncaya kadar geçiyor . Daha düne kadar delikanlılığımızı yaşarken bir de baktık ki yolun yarısı denileni çoktan geride bırakmışız . Hem de hiç anlamadan . Nasıl geçti . ne izler kaldı maziden düşünülse de acı bir tebessüm ve sonrası hiç ... Geldik gidiyoruz . Ne yaptık kendimiz için ,dost ve yakınlarımız için , insanlar için , ülke için . Er kişi niyetiyle musalla taşına konulduğumuzda nasılsa ’’ iyi biliriz ’’ denilir ya . Mesele de biter (!)


Oysa ; hayat yaptıklarımızla , yapacaklarımızla ve insan ilişkilerimizin varlığı ve değeri ile anlam kazanır . Hani ot gibi yaşamak denir ya . Veya tavşan b...ku gibiydi . Ne bulaşır ne de kokar gibi . Yalnızlığa mahkum edilmiş , bencil bir yaşam . Ne kendimize ne de etrafımıza bir hayrı olmadan yaşamak . Yemek içmek , nefes alıp vermek , uyuyup kalkmak . Bir çoğumuz için yaşam bu . Sunulanı yaşamak . Değiştirmek için öğrenmemek ve gerekli gayreti göstermemek . Koca bir ömrü öylece geçirmek kimimiz için yaşam tarzı olmuş çıkmış .


Kendimizin menfaatlerinin çok dışına çıkıp , başkaları için yaşamak da bir başka konu . Kendimizi sona bırakıp daima onlar için mücadele etmek . İnançlarımız doğrultusunda . Dosdoğru , yalansız , riyasız . Vicdanımızla başbaşa ve onun iradesinde . Tartışılır . Belki en doğrusu da budur . Ama insanoğlu değişik yaratık . Denildiği gibi çiğ süt emmişiz . İstenildiği kadar iyi niyetli olsak da istismar etmeye ve edilmeye müsaitiz .


Öylesine durumlar olur ki ; başkaları için kendimizden bile vazgeçeriz . Tüm varımız yokumuz ile onlar için mücadele ederiz . O an makbul görülse de bu tutum ve davranışlar , iş bittiğinde pabuçların dama atılması kaçınılmazdır . Baka kalırsınız yanılanların ardından . Kendi sınırlarımızı da aşarak herşeyimizle yanında yar ve dost olduklarımızın buraya kadar dı diyerek uzaklaşmaları geriye hüsrandan başka bir şey bırakmaz . Ve kendi kendimize söylenip dururuz . Bir hoşçakala sığdırdı beni , yere göğe sığdıramadıklarım diyerek derin bir ah çekeriz . Elimizde olmadan . Buruk ve kırık ...



Refik
01 . 04 . 2017
İstanbul

( Bir Hoşçakala Sığdıranlar başlıklı yazı keskin2011 tarafından 1.04.2017 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.