Deli Geldi Hanım Deli, Sizler İçin Geldi, Az Oturun Sizde
Gülün
Oturayım dedim bankın bir kenarına, az dedim kendi kendime güleyim, moralim bozuk belki arar yerini yurdunu bulur da, bu sıkıntım gider dedim. İçimden kendi kendime gülerken, dışımdan da yani dış sesime de gülümsüyorum. Fakat unuttuğum bir şey vardı, bizler öyle ulu orta gülmezdik hatta hiç mi gülmezdik neyse, gelen geçen bana bakıyor, gizliden gizliye konuşarak el kol hareketi yapıyorlardı. Anladım ki beni deli sanıyorlar, sansınlar bakalım ne çıkacak. Başladım avaz avaz bağırmaya.
-Deli geldi hanım deli, sizler için geldi, az oturun sizde
gülün.
Aradan beş dakika geçmedi, etrafımı kalabalık sardı, herkesin
gözlerinde bir şaşkınlık anlamsızlık saklıydı ya, galiba değil miydi her neyse
önemli değil o anlamsızlığı çözmeye gelmişler. Kamil olan ismini sonradan
öğrendiğim Yaşar Bey bana.
-Evladım sana yazık olmuş, hem deliyim diyorsun, hem de gelin
gülün diyorsun?
Bende
-Gülmek için akıl mı
lazım bey amca?
Şaşırdı, etrafına baktı, herkeste var bir merak ama Yaşar
beyi destekleyen pek az. Şaşkınlık içinde.
-Akıla gerek yok mu a benim deli oğlum?
-Yok, bey amca, gülmek aklı olanlara mı mahsus?
Şaşırdı, kalabalık arasında fısıldaşmaya başladı.
Dedim
-Aklımın olmadığını, nereden çıkardınız da içine koydunuz?
-Şey ne bileyim, boş boş gülünce deli sandık seni, bak
hepimiz etrafına toplandık.
Bilirsiniz, kıvırmakta üstümüze yoktur. Kalabalık bir anda
hepsi bir ağızdan.
-Ne delisi bey amca, biz muhabbete koştuk ta geldik.
Ama muhabbet başlamadan siz geldiniz desem, bilirsiniz
küsmeye pek meraklıyızdır, söylemedim, içimdeki dış sese sus dedim. Yaşar amca
içinde tövbe tövbe sözlerini sinirlerinden uzaklaştırmaya uğraşırken. Ben
-Az moralim bozuktu onu güldüreyim de, ekşi surat suratımda
gitsin diye gülüyordum Yaşar amca şaşırdı.
-Gidiyor mu ki a benim deli divane oğlum?
-Sen hiç denemedin mi Yaşar amca, bunca yaşına rağmen. Ben
deniyorum koşarak gidiyor.
Durdu az düşündü.
-Yok, evladım, aklıma da hiç gelmedi.
Ben noktayı yerine şimdi cümlenin başına sonuna koydum, koydum
derken yanlış anlamayın yerleştirdim anlamında yani.
-Demek ki gülmek için,
akılla pek gerek yokmuş, akıllısınız ama gülmeye yakın değilsiniz çok uzak,
kalmışsınız. Bahtiyar Vahap zadenin sevdiğim şiirini okudum: Bu sözleri Mehtap
hanım efendi bestelemiş türkü yapmış enfes olmuş diyorum dip not olarak.
İdrakte yol açmış
geceden gündüze Allah
Güldürmesen öz gönlünü
gülmez yüze Allah
Dünyaya şafaklar gibi
tanrım sepelenmiş
Kalbin gözü yanmazsa
görünmez göze Allah
Allah biliriz cisim
değil, ya nedir Allah?
Haleyli, haleyli,
haleyli
En yüksek olan hakta,
hakikattedir Allah
Haleyli, haleyli,
haleyli
Dondunsa tekâmül ve
güzellikler önünde
Bu hayrettedir Allah,
bu hikmettedir Allah, liyakattedir Allah
Hakikattedir Allah,
sadakattedir Allah, muhabbettedir Allah
İnsan tepeden tırnağa
sen arzu dileksin
Nefsinde doyumsuz,
fakat aşkında meleksin
Zulmün yüzüne hak
denilen silleni çeksen
Sillende mühürlenmiş o
gayrettedir Allah
Allah biliriz cisim
değil, ya nedir Allah?
Haleyli, haleyli,
haleyli
En yüksek olan hakta,
hakikattedir Allah
Haleyli, haleyli,
haleyli
Dondunsa tekâmül ve
güzellikler önünde
Bu hayrettedir Allah,
bu hikmettedir Allah, liyakattedir Allah
Hakikattedir Allah,
sadakattedir Allah, muhabbettedir Allah
Şaşırdı, usulca başını sağa sola sallayarak bir şey söylemeden kalktı gitti.Kalabalık yavaş yavaş dağılırken kendi aralarında
-Bu ermiş galiba, çok sevmiş de böyle olmuş, pek dedi de
değilmiş deli yanılmışız belli. Gülmek için deli olmak gerekmiyormuş, hiç olmazsa
bunu öğrendik.
Diyerekten gülümseyerek
birbirlerine uzaklaştılar yanımda. Başka
ne diyeyim Allah cümlemizi mutlulukla sevdirsin, bol bol güldürtsün diyeyim, kalkıp
evime doğru gideyim, azda evimde çocuklarımla ailemle güleyim, hepsini bir anda
bitirmeyeyim. Selam ve dua ile.
Mehmet Aluç