baktım. orada öylece duruyordu. öylece durduğu için yani beni bekler gibi durduğu için, coşkun bir heyecanla doldu yüreğim. cesaretlendim. bir gösteri yapmak geçti içimden. beklemekten başka bir amacı olmadığı için, durmak için durduğu için, bir şey olmayı başarabildiği için bir heves doldu içime. onu etkilemek istedim, beraber bir şey olmak istedim. öylece durmasını becerebildiği içindi bu istek. salt duraklığı yaşadığı ve durma sürecindeyken bakışı da tek bir noktaya dalması ve bana bakması içindi tüm bunlar veya böyle durmayı becerebildiği için. düşünce de, duygu da asılı kalabildiği için bir heves sardı örümcek ağı gibi içimee. sandalyemden kalktım. onun gibi salt bir şey olmaya çalışarak yürüdüm. yanına vardım. onu etkilemek için hazırladığım cümle kervanları bir anda gitti. ama o hala durağandı. gözlerinde ufacık bir soru işareti oluşmuştu. işte, bir durağanlık bile soru soruyordu. belki de bu soruyu beynimde oluşturmuştum. ve bu soruya cevap vermek için, sadece bu soruya cevap vermek için, durağanlıktaki büyüyü unutarak, konuşmak mecburiyetinde olduğum için konuşmaya başladım. dedim ki; 
— ben işte buyum, benim hammaddem, olabilirliğim bu kadar, senin sayende bu olabilirliğin en yüksek noktasına çıkabilirim. bu hammadden ancak bu kadar çıkar. bir şeyi aşabilirliğim bu kadar. benim olanağım bu. ve senin yanına sadece bu şekilde durabildiğin için geldim, bir şey olmayı başarabildiğin için geldim. senin olabilirliğin çok yüksekte olmasına rağmen, benim olabilirliğimi bir mıknatıs gibi çekti. ve her adımımda senin yaşadığın şeyi yaşadım. tıpkı enfes bir müziği dinler gibiydim. durağanlığın yüzünden buradayım. 

dedim ve kıza baktım. kız şuh bir kahkaha attı. 

- mıknatısın ters tarafına geldin, aynı hızla geri git, dedi. 

hızla geri döndüm. masamdaki eşyaları topladım. kızın yanından geçerken kız arkamdan bağırdı: 

- hammadden neydi bir daha söylesene, dedi. 

o günden sonra içimdekileri kimseye anlatmadım. ve özgür olduğum kadar özgür değildim.
( Söylenmeyecek Cümleler Birikintisi başlıklı yazı Keoma tarafından 12.04.2017 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.