Zamansız düş/üşlerin ihlali nadiren görünmezliğin de tecellisi her yangında seğirten kıvılcımlardan düşen payına âdemoğlunun bir de muteber tüm terk edilmiş gönülde kepaze bir yoksunluk iken aşkın mimarı bir gönle sermişken rehaveti.

 

Dipsiz acılardan sorumluysan ve dip dibe gömülmek ise maruzatın bir de şekilsizliğin müridi ise kelamsız bir benlikte teneşir paklarken yine de İlahi Aşkın mucizevî bendinde tokalaşmak yine iflah olmaz bir muhabbet ötesi sere serpe cümlelerle giderdiğin özlemi kavuşulmazlığın da şerhine bin bir nifak sokmuşken bilinmedik bir zamanda aman verdiğinin gizemi saklı iken.

 

Belki eklemeli eklentilere müdahil olup bir de duraksız notalarda cahil cesareti bir istihbaratı da meşk eylemeli hazin bir sabahta hüzzam makamı bir manasızlık ile örtülü iken evren.

 

İç çekişlerin güzergâhı onca sitemin beyhude nazarına dökülen sureler ve her edimde kaybolan seslerden örülü iken gök kuşağı.

 

Bir yürekte saklı bir de bilinmezin sunumunda karaçalı iken aşkın neferine selam çakan her leke, yine beyazın dokunaklı tınısında ve karamsarlığın kayıp çetelesinde bir de korunaklı aşkların çatısında gezinen imgeler.

 

Sabahın isine karışmak kadar sanrıların da çağrısına çanak tutmak yine her kelamın sırasız ölümünde boş bir çuval kadar anlamsız iken yaşamak.

 

Yaşamaktan gayrı mı ölüm ya da şekilsiz cümlelerde tempo tutan bir ikrar mı surelerin dalgınlığında şiir kadar yeknesak şair kadar gizemli aşk kadar da şehvetli bir yanılgı hele ki üstü örülü anlamlarda anlamsızlık ile baş başa vermişken Tanrı…

 

Eller el üstünde, kanıksanan ise vazgeçilmezliğin mecburi istikameti bir de tükenen bir varlık iken her günün çaldığı hüzün şarkısı.

 

İnme inen rüyalarımı tetikleyen gece.

 

Surelerde kaybolduğumun ispatı şu sebepsiz hıçkırık.

 

Mezarın dibinde yorgun bir beden, kayıtlara geçen ise sebebi bilinmeyen bir rahmet yine vuku bulan yeni bir aşka da gölge düşüren o pervasızlık.

 

Matemin kaygılarındayım, mahremin doz aşımı ölümü kadar da sıra dışı bir rehavet baharın cürümü olsa gerek bu katlı ve haklı rüya çıkmazı. Erdiğim ya da ermeyi dilediğim; pervasızlığın hulasa tetikleyicisi yine.

 

Gökyüzünün tetikleyici imgesi şiir bir de pervasız şairin üslubuna giydirdiği hüzün.

 

Bir terk ediliş her yekte huzura ulaşma umudu; kanıksanan acı ise iflah olmaz bedellerin tüketildiği bir liman yine her yılbaşında dokunaklı terk edişine o tümsüzlük iken mücbir sebepten hâsıl olan yeni bir başlangıcı ilk günden mimlerken Tanrı.

 

Ötesizliğin hicvi tüm genel kabul görmüş ahkâmlara tokat atan bir yabancıdan mütevellit hele ki gıyabında rüştünü ispatlamış ölüm kadar suskun ve ani bir refleks iken tüketilmişliğin göreceli istirahatı bir de gök kubbeye dokuduğum o kırmızı halı mı da yıldızlar bir bir yığılıyor ay’ın hükmen yenik sayıldığı son masalına inanmışken melekler.

 

Hayli ısrarcı zaman oysaki mahal vermez öncesizliğin bir de an’a dokunan ellerin kirine bulaşmışken insan ve vicdan.

 

Kırık bir teneffüs aldığım sair gece ve nazenin bir tebessüm ellerimden kayıp giden. Bilfiil giydiğim hüznü mademki teyelledim günüme bir de kopardığım gülün ebedi istirahatı iken pembe mezarlık yine hazin bir şarkıya merhem olmuşken notalar.

 

 

( Pembe Mezarlık... başlıklı yazı GÜLÜMM tarafından 13.04.2017 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.