Eğitim sürecimiz içinde şiirlerle pek haşır neşir olmazsak ta, toplum olarak hepimiz biraz şair sayılırız. Sevdiğimiz bir kızın gönlüne girmek için, bir şeyleri bildiğimizi ifade etmek için şiir yazarız ya da söyleriz. Lakin bu şiiri çok sevdiğimizden değildir, egomuzu benliğimizi bir şeyler bildiğimiz gerçeğini değil de şiirsiz bir gönül olmayacağımızın sevgiyi aşkı ifade edemeyeceğimizi göstergesini gösterse de kafamıza vursa da, biz hala bunun farkına varmadan şiirleri şairi yalnız bırakarak pek fazla okumamayı seçeriz.
Şiirle gönüle girmenin bir fikri inşa etmenin güzelliğini biliriz, lakin
yine es geçer gideriz dolayısıyla, gönlü anı zamanı aklı bedeni sürekli aktif
tutan şiir, sürekli canlılığı gönlü okşayan hece yapısı ahengi ile insanın
bilincinde, her an taze tazelenmeyle dirilmeye var olmaya götüren, temel taşı
olduğunu bildiğimiz halde yine yalnızlığa terk eder gideriz. İşte bu şiirlerin
yalnız kalmaması için yazan ve yazanlar için bir site kuran, onlara destek
veren gönlü güzel şair kardeşimiz Âdem Efiloğlu ile bu konuları konuşacağız bu
röportajımızda.
1-Öncelikle bu röportajımı kabul ederek gönül güzelliğinizle geldiğiniz
için teşekkürler ederim Âdem kardeşim. Öncelikle hoş geldiniz, bize Âdem
Efiloğlu kimdir biraz anlatır mısınız? Sizi daha yakından tanımak bilmek
istiyoruz.
“Ben kelimelerin hasat zamanı
Diz çöküp Rabbimden şiir dilendim
Şu fani dünyanın fesat zamanı
Asla utanmadım şuur dilendim” Âdem Efiloğlu
Diyen Âdem Efiloğlu, 1970 yılında Ordu ilinin Akkuş ilçesinde dünyaya
geldi. İlk ve ortaokul öğretimini Ordu Ünye’de tamamladı. Lise eğitimini
İstanbul Ümraniye lisesinde tamamladı. Lisans eğitimi işletme olarak
bitirdikten sonra bir kamu kuruluşunda yönetici olarak çalışmaya başladı.
2-Şiire ne zaman başladınız ve edebiyat evini Edebî olan eserleri geniş
okuyucu kitleleri için anlaşılabilir okuna bilir ulaşılabilir hâle getirmek
için yapılan yazılı çalış¬ma. Paragrafta, herhangi bir konu ile ilgili
okuyucuyu bilgilendirmek bu nedenle ve ne zaman açtınız acaba?
Şiirlere gönül verişi 1987 yılından itibaren amatör olarak başlar. Şiirle
profesyonel tanışması 2000 yılların başına rastlar. İçinde biriktirdiği etkin
birikimi kaleme dökme ihtiyacı hissetmiş bunu da etkili bir mecra olan şiirle
çevresine hissettirmiştir.
3-Bir şiirde yazıda belirtilmek istenen duygu ve düşüncelerin kolay,
anlaşılır olması için herhangi bir ek yorum ve açıklamaya gerek kalmadan
yazılarınız şiirleriniz duru bir Türkçe ile yazıyorsunuz bu güzellikle de
okunuyor ve anlaşılıyor, anlaşılır olması veya anlaşılır olmak için neler yapıyorsunuz
veyahut ta bunu nasıl beceriyorsunuz acaba?
Kelimelerin sihirli gücüne inanır, bazen küçük bir kelamda fırtınalar
kopacağını bilir ve çok kitap okur. Okumayan insanın bilgiden mahrum olduğunu
ve hayatının büyük bir eksiklikle geçeceğini düşünür. Cebinde yüreğinin
yangınlarını, sevinçlerini ve mutluluklarını anlatan ufak tefek kelimelerin
etkili gücü vardır. Ve onları sizlere sunmaktan büyük bir mutluluk duymaktadır.
4-Şiirde yazıda anlatımın akıcı olma özelliği için nasıl bir çaba içinde
oluyorsunuz? Sözcük ve cümlelerin hecelerin dile takılmadan kolayca
okunabilmesi için anlatılmak istenen düşüncenin ra¬hatlıkla anlaşılır şekilde
ifade edilmesi için bizlere neler tavsiye edeceksiniz?
Yazmanın birinci kuralı okumaktır. Yazdıklarını yüksek sesle okumak
ayrıca cabası. Yazma yolunda olan çalışan gayret edenlere önereceğim ilk şey
yazdıklarını yazma kurallarına tekniklerine uygun olarak yapmaları ve yüksek
sesle tekrar etmeleri. Hatalarını göreceklerine eminim.
5-Şiirde yazıda hikâye de anlatım biçimi sizce nasıl olmalıdır? Şair
içine kendisini katarak anlatması şiire yazıya ayrı bir renk katar mı acaba?
Gerek şiir gerekse hikâye özgünlük içermeli. İsteyerek ya da istemeden
insan kendini yazdıklarına katıyor. Burada ölçü aşırıya kaçmamak olmamalı. Yani
toplumun alabileceği anlatımları ön plana çıkarmalıyız.
6-Bir fikri, bir duyguyu söyleyenler¬den doğrudan doğruya aktarmak yerine
lafı sözü heceyi uzatarak kapı kapı dolandırarak anlatmak yazmak sizce doğru
mudur?
Şiir güçlü kelimelerden oluşan kaleler demektir. Az sözle çok şey
anlatmak amaç olmalı.
7-Sizce şiir nedir? Sizin gönlünüzdeki şiiri tarif eder misiniz acaba?
Şiire o kadar çok tarif koydum ki bunlardan bir kaçı; “Şiir an’dır, Şair
ise o an’ı resmedip sonsuzluğa hediye eden ressamdır” demektedir. Çünkü an’ı
çoğumuz önemsemez ve hafızalarda kalmadan çıkar gider. İşte şair o an’ı öyle
bir anlatır ki siz ancak o zaman görebilirsiniz o an’ın önemini. Ve en iyi
anlaştığınız en iyi derdinizi döktüğünüz veya başkalarına anlatamadıklarınızı
anlattığını yerdir şiir. Toplumsal meseleler dâhil meydan yeri gibidir şiir.
Futbolcu için stad, güreşçi için meydan, yüzücü için deniz neyse şair içinde
şiir budur demektedir.
8-Şair yazar önyargılardan ve ideolojilerden sıyrılmadan şair ya da yazar
olabilir mi?
Elbette olur ama ancak sadece bir kesime hitap edebilir.
9-Şiir ve yazılarınızda kelimeleri yeni bir anlam ifade et¬mesi için yan
yana getirerek oluşturduğunuz bu beceriniz hakkında neler söyleyebilirsiniz?
Her şiiriniz ve yazınızı okumadan önce şiir veya yazınızın başlığı yazınız ve
şiirinizden daha çok ilgi çekiyor.
Kendime ait bir tarz ve bakış açısı oluşturarak özgün kalabilmeyi amaç
ediniyorum. Kelimelerin sihirli gücüne inanır, bazen küçük bir kelamda
fırtınalar kopacağını bilir ve çok kitap okurum. Okumayan insanın bilgiden
mahrum olduğunu ve hayatının büyük bir eksiklikle geçeceğini düşünürüm. Cebimde
yüreğimin yangınlarını, sevinçlerini ve mutluluklarını anlatan ufak tefek
kelimelerin etkili gücü vardır. Ve onları okuyucuya sunmaktan büyük bir
mutluluk duymaktayım. Şiirlerin başlıklarını da klasik başlıklardan farklı
sunmaya çalışıyorum.
10-Öncelikle konuyu bütün yönleriyle kelimelerle hecelerle kavrayarak
hiç¬bir yanlış ve eksik anlayışa yer bırakmayan bu ustalığınız ile yorum
ge¬rektirmeyen, yapmacıktan uzak, düzgün anlatma ile ilgili neler söylemek
istersiniz?
Bir yazarın veya şairin kendini övmesini garip karşılarım. İsterim ki
yazdıklarımızı okuyucularımız değerlendirsin. Ama yazdıklarımı hissetmeden
yazmıyorum. Bu demek değil ki bunları yaşıyorum. Yaşamadığım binlerce meseleyi
de kaleme almışlığımız var. Onları da etkili hayal gücü ile destekleyerek
yazmaktayım. Bir meseleyi etraflıca kaleme almak için ise o mesele hakkında
araştırma yapmayı seviyorum.
11-Âdem Efiloğlu iyi bir baba iyi bir eş ve seven midir diyeceğim,
yazılarınızda şiirlerinizde bunu açık beyan iyi olduğunuz sevdiğinizi görmemize
rağmen yine de ben sorayım?
Elbette 2 çocuklu bir ailenin babasıyım. Ailemi seviyorum.
12-Biraz geç oldu ama En büyük hayaliniz neydi? Şair olmak yazar olmak
aklınızdan geçiyor muydu? Şu an sadece edebiyatla mı uğraşıyorsunuz?
Şairlik maalesef karın doyurmuyor. Bunu da bir hayal olarak görmedim. Ama
iyi bir yazar olmak hayalimi her zaman korudum. Sadece edebiyat değil aynı
zamanda bir kamu kurumunda yönetici olarak çalışmaktayım.
13-Şiir yazarken etkilendiğiniz şair mutlaka vardır? Bunlar kimlerdir
acaba?
Şiir yazarken bir şairden asla etkilenmem. Çünkü kendi özgünlüğümü
oluşturmaya çalışmaktayım. Bunu da epeyce başarabildiğimi düşünüyorum. Uzun
vade de bizi okuyan arkadaşların bunu anlaması zor değil.
14-Biraz kişisel olacak ama yaşayamadığın için pişmanlık duyduğun bir
şeyleriniz var mı acaba?
Sadece tek meseleyi eksiklik olarak düşünüyorum. Pişmanlık değil.
Üniversiteyi açıktan değil de bizzat okumak.
15 -Roman okur musunuz? Hangi tür roman okursunuz? Beğendiğiniz yazarlar
kimlerdir?
Fazlasıyla roman okurum. Romandan genel karakterim tarihi romanlardır.
Bunun yanında tasavvuf romanlarını da seviyorum. Yazarlar hakkında kalem çok
ama başlıcaları, Amin Maoluf, Nazan Bekiroğlu, Elif Şafak, Canan Tan, Zekeriya
Efiloğlu, Fatma Çetin Kabadayı, Viktor Hugo, Dan Brown, Khaled Hosseni,
bunların başlıcalarıdır.
16- Edebiyatta anlatımı zenginleştirmek, renklendirmek ve daha çarpıcı
bir duruma getirmek için temelde benzetme esasına dayalı söz ve manaya bağlı
kalmak için neler yapmalıyız?
Sözlük okumalı sıkılmadan. Herkesin söylediklerinden farklı anlatmalı
yazdıklarımızı.
17-Yeni şair ve yazarlar için tecrübelerinizden bizlere bir şeyler
sunarak neler söylemek istersiniz?
Şairin herkesten farklı bir hayal dünyası olması lazım. Sıradanlıktan
uzak ama herkesi kucaklayan. Yazılanlar üzerinde farklı bir tarifiyle ısıtmalı
şiirleri ve yazdıklarını. Ufkunu her daim geniş tutmalı. Ve kaygısı beklentisi
olmamalı. Yazdığından kendisi emin olmalı ki başkasının karşısına kendine
güvenerek çıksın.
18-Şiir ve yazıda anlatmak mı? Anlaşılır olmak mı önemlidir?
Her iki hususta yazılan ister şiir olsun ister nesir olsun aranması
gereken özelliklerdendir.
19- Dilin hecenin sözlerin bütün kurallarına uyularak doğru, güzel ve
açık şekilde şiir yazı yazılması, ifadenin anlam ve ahenk bakımından kusursuz
olması için şair ya da yazar neler yapmalıdır? Nasıl bir yol izlemelidir?
Başta da söyledim yazmanın birinci kuralı okumak. Diğer kuralı ise
yazdığını konu hakkında teknik bilgiye sahip olmalı yazar.
20-Âşıkların karşılıklı atışmaları veya taşlamalı deyişler şiirlerimizin
mihenk taşıdır dersem yanlış söylememiş olurum. Âşıklarımız ozanlarımızı şiire
güzellik katan gönül güzellikleri hakkında neler söylemek istersiniz?
Aşıklık geleneği memleketimizin vazgeçilmezidir. Lakin her aşığım diyene
aşık diyemiyorum. Çünkü bazen bu isim altında şiirler katletiliyor ve ağız
oyunlarıyla dinleyicilere sunumlar yapılıyor. Elbette bunları herkes anlamıyor ama
işi bilenlerin gözünden asla kaçmıyor. Fakat bu işi başarılı yapan ozan ve âşıklarımız
ise tadından yenmiyor. Dinledikçe dinlemeyi istiyor insan.
21-Toplum arasından çıkan ve geleneksel yöntemlere ve ilkelere bağlı
olarak halk ozanları tarafından yazılıp söylenen veya anonimleşmiş edebî türü
olan halk şiiri hakkında neler söylemek istersiniz?
Bunların acılar sonucu çıktığını söyleyebilirim. Çok nitelikli olanlarını
da zaman içerisinde gördüm.
22-Ben hayran kalmışımdır, Sözlü ya da yazılı anlatımda şiirde şair veya
yazarın amacını açıkça söylemediği ya da özellikle gizlemeye çalıştığı
durumlarda ortaya çıkan örtülülük ile yazmanız hakkında bize biraz bilgi verir
misiniz? Yani şiirde yazınızda anlatmak istediğiniz fikri düşünceyi okuyucuya
bırakmak ve onun bulması için nasıl bir yol izlersiniz?
Aslında hiçbir şair kendi anlattığının anlaşılmasını istemez. Okuyucuyu
da merak uyandırmak için kendini gizler. Ve çoğu zaman belli meseleler hariç
her şar yazdıklarında okuyucunun kendisini bulmasını ister.
23-Duyulur ve algılanır olandan sıyrılmış hislerden uzaklaşarak,
kavramsal düşünmeden de uzaklaşarak şair ve yazarın sadece alıntılara takılarak
diğer yazarların düşüncesi ile yazması hakkında neler söylemek istersiniz?
Emin olun gereksiz bir çaba olarak görmekteyim. Çünkü yazmak kişisel bir
eylem olmalı ve yazanın etrafında dönmeli dünya.
24-Son olarak, kuşaktan kuşağa aktarılan, yaptırım gücü olan kültürel
kalıntılar olan Edebiyatta, şiir roman öykü arasındaki, şiirin yalnızlığı
hakkında neler söylemek istersiniz? Şiirler şairler neden yalnızlığa az
okunulmaya tercih edilmişlerdir?
Şiiri hiç kimse eline alpta saatlerce okumaz. Hatta birkaç şiir bile üst
üste okunmaz. Şiir kişinin ruh durumuna göre değişen bir anı yaşamak için
okunur. Bu yüzden daha kendine özgüdür, bu yüzden yalnızlığı tercih eder. Bu
yüzden aslında özeldir.
25-Bize zaman ayırarak bu değerli tecrübelerinizle gönül güzelliğinizle
bizlere ışık tuttuğunuz, gönül güzelliğinizle gülümsediğiniz için
okuyucularımız adına teşekkürler ederim Âdem Kardeşim.
Zaman ve fırsat verdiğiniz ve bu güzel sorularla az da olsa kendimizi
ifade ettiğimiz için ben teşekkür ederim.
Mehmet Aluç /Kul Mehmet