Tekin olmalı bilinmezlik
ve tüm elzem bilinenleri de ayırmalı bir kenara.
Bir de düşkünsen
sevgiye.
Eğreti durmalı aşk hele
ki boyundan büyükse sevmelere dair. Kanında hecelerin dolaştığını duyumsamak
yine vebali bir ömre asılı. Kanayan şiirlerde kan hücrelerim bölündükçe özleme
derlediğim densiz gölgeler ayrı güzel tabii ki karanlığı seviyorsan. Karartı
mahiyetli olmalı şeytana pabucunu ters yüz ördüğün yünlü çizmeler. Sakındıkça
gözünden mahremi, saydıkça dünden yarına bir de kanıksananla aymazlığı ölümün
ayrı özel hele ki ayrışıyorsa cehalet bilgiden belki de bilemediklerimi bilmiş
naklediyorsam kulaktan kulağa doluşan hangi matemse yine yüreğin kibrini sona
taşımış…
Mavi hürriyet, kırmızı
bayrak ve yeşil ölümün çığlığı.
S/arı olmalı düşünceler
ve acıktıkça arındığın bir rahleye dizmişken ölümüne.
Hadi hicvedelim ölümüne
aşkı:
Teranesinde sessiz
hutbelerin meyledelim döngünün rahmetine bir de kayıp nidalar savuralım;
galipten gelen bayat imgelerin patavatsız tanıklığında sükût edelim, meşk
edelim elem gözlü şiirleri.
Pay edelim.
Sır edelim.
Sabır edelim.
Yoruculuğunda hayatın
kâhin olmak gerekmiyor erip ermeyeceğimizi sorgularken: Kâh hidayete kâh
nihayete belki de sonlanmasını dilediğimiz bakir bir hüzün iken kıyısında
nasiplenesi.
Yanmalı her şiirde her
kelamda esmeli deli deli,
Sağdan sola gölgeleri
dizmeli başucuna bir tarla iken
Nadasa bırakılan
korunaklı bir kafiyede darmaduman olmalı.
Su katılmamış
aş/k/ların harman olduğu deli fişek ölümleri yine nazenin bir kaygıda naif bir
yorgunluk iken o kesif sessizlikte şaibeli bir ölümken şairin nidaları.
Yanık yüreğin yorgun
telaffuzunda sürmeli bir beyanat adeta tek katre hüznü bile mutluluğa
değişmeyen misafirleri çatı katında hangi şiirse ektiğim bazense nadasa
bırakılmış ölümlü bedenimde miadı dolmuş iken ruhların gel-git yüklü söyleminde
yine bağnaz bir tını iken son sürat çözüldüğüm.