Mektubunu okudum aktı durdu gözlerim
Özlem’in içerime kan ile doldum oğul
Tüm mecalim tükendi tutmaz oldu dizlerim
Dört duvar arasına tıkandım kaldım oğul
Halimi hatırımı sormuşsun dize dize
Ne zaman döneceksin diye gelirsin bize
Hasret kokan kelamın inan har geldi öze
Yazdığın satırlarda bağrımı deldim oğul
Kapalı şu mekânda iki saat hava var
Sabah akşam sayımla kapanır tüm kapılar
Çekilince sürgüler ruh bedene olur dar
Copların gölgesinde uykular böldüm oğul
Mahkümün olmaz keyfi kahkahası neşesi
Kederle yanar durur çiğerinin köşesi
Bu mahpusluk bana bil kötü yazı aşısı
İçimi hücrelere taşlara çaldım oğul
Ayağım purangalı kelepçeli ellerim
Fikirler karanlıkta kement yemiş dillerim
Güneş uğramaz burya hastalıklı hallerim
Rütübetli yatakta çileyle soldum oğul
Geçmişin izlerini irdelerim durmadan
Aklımda kaç ton soru bir kanıya varmadan
Vakit boldur diyerek pek zihnimi yormadan
Ruhumu onulmaza hederlik saldım oğul
Mehmet Kılıçel