Bir misinada diziliyim
Belki de unutulmuşluğun rahlesinde
Kendi kendini boykot eden bir cümle
tadında
Rahminde kitapların doğmayı bekleyen
O meçhul son…
İkilem yüklü ruhların kırık
mızrabıyım;
Sergüzeşt bir reverans aslında aşkın
raksında
Ve hüznün bayat tadında ölüm…
Ölümlü tümcelerde çığırtkan imgeler
Seyrinde şair ve gök kubbe:
O zaman ben kimim?
Asılı kadınlar,
Terk edilmiş adamlar kadar sıradan
mizaçları
Belki’den doğan maruzat
Keşke’lerin vadesi dolmamış henüz
Rahman tadında her yeni hüzün
Ve yine ikrarı dünün
Miadı dolmamış olsa da
Ne yardan geçer ne de serden,
diyenlerin feryadı mı da,
Teneşirin kayıtsızlığında bir de
Nazında niyazında bil mukabile
Sayısız çocuk gelin ile dolu düğün?
Feryat figan asılsızlığın ansız
başlangıcı:
Hep de sona meyyal günün gevrek
nidaları:
Geceden kalma bir şiir tadındayım
Aslında ölü ve doğmamış çocuklarımın
Tanrısı
Şu ikilem yüklü evrende
Boydan boya banmışlığım,
Önce aşk tadında bir güfte
Sarkacın ibresinde nihai bir kükreyiş
Tümden gelen beyitlerin erip ereceği tek
rütbe.