Ey can...
Elbette ki araştıracaksın
Kiminle hısım olacağını anlayacaksın
Emanetin olan, sevgi ve muhabbetini yudumlayan
Her cihette üzerine titrediğin ve emek verdiğin kerimeni koruyacaksın
Bu bakımdan kızına talip olan, kapını çalan, umut bağlayan her kimse bakacaksın
Vakti gelen umut açar, gül dikeniyle ne ibretli nazar, ölüm doğum adına sürur ve teessüre koyar yaşayacaksın
Her kime ve nereye sormak istiyorsan, endişe ve şüpheden arınmayı diliyorsan, gönlünü rahatlatmak için elbette ki sor
Artık..
Yola çıkma zamanı gelmişti
Zaten farkında olunmadan gidilen yol değilmiydi
Her yolun kendine has cefası, sefası olması mukadderdi
Yolu bilmeyen, tedbiri öteleyen, Allah kerimdir diyen ne kadar emindi
Zanneden, bilmeden, anlamadan, araştırmadan, tedbir almadan inşallah diyen samimi midir
Samimiyet cahilin, miskinin, tembelin, acizin, aklı, marifeti, hikmeti deruhte etmeden gidenin hali midir
Allah dilemiş ve taktir etmiş diyerek garip bir kadercilik anlayışının akideleştirdiği garipliğin kendisi değil midir
Cenabı hakkın bahşetmiş olduğu aklı, bilgiyi, iradeyi farklı yere koymak ve her zafiyete bahane bulmak maksadı aşmanın tarifidir
Elbette...
Bahtın rüzgarı vardır
Ona kapılıp giden sevdalımıdır
Sevda nasıl bir vahadır, sahraya muhtaç aşkmıdır
Ruhun hicran damlalarına bigane kalan ihlasa yabancıdır
Yaşamak için yaşayan her kimde hesapsız bir aklın sahibi olarak karanlıktır
Zan ve ön yargılarına değer veren, düşlerine göre tercih eden her can duygu seline kapılmıştır
Şayet duygular aklın, marifetin, hikmetin, hakikatin refakatinde nizam edilmezse yıkım kapıdadır
