Sensiz Şehir
El ayak çekilmiş sokaklarından
Sus pus olmuş kalabalıklar
Kuşlar donmuş gökyüzünde
Kanat çırpmıyorlar artık
Rengi solmuş bahçelerde açan güllerin
Efkâr makamında sükûtu terennüm eder bülbüller
Kapanmış gündüz gözüne evlerin perdeleri
Şehrin bayrakları inmiş yarıya
Sensiz şehir çok sessiz
Sensiz şehir çok soğuk
Çocuklar ağlaşır sokaklarında
Dilenciler seni dilenir sensizlikten
Parklarında hep ayrılık şarkıları çalar
Efkârlı yüzlerden hüzünlü aksin düşer masalara
Duman duman hayalin yanar sigaralarda
Gözyaşı dolar âşıkların kadehleri
Falcı kadınlar kırmışlar fincanları
Yırtıp atmışlar sensizlik çıkan kâğıtlarını
Sensiz şehir çok mahzun
Sensiz şehir çok durgun
Bir sağanak gibi yağar sensizlik şehrin üzerine
Saçaklarından gözyaşları yağar binaların
Şehre giren yollar bomboş
Düğüm düğüm çıkmaz olmuş sokaklar
Çıkışlarda bir keşmekeş
Kaçar şehirden binlerce mecnunun
Düşmüş peşine ayak izlerinin
İğne atsan yere düşmez de
Saplanır her aşığın gönlüne hasret okları
Şehrin meydanlarında sensizlikten otlar, çalılar bitmiş
Sensiz şehir terk edilmiş
Sensiz şehir virane
Gel de şenlensin sokakları şehrin
Gel de yansın ışıkları gözlerin gibi ışıl ışıl
Gel de uyusun hasretim mışıl mışıl