Ağarırken tan yeri ufukta yavaş yavaş,
Başlar yine bahçemde, tatlı naif bir
telaş.
Düşerken ahenk ile damlalar tıpır tıpır,
Yağmur buseleriyle yapraklar kıpır
kıpır.
Bülbüller sahne almış, yükselmekte
sesleri
Nasıl bir sevdadır ki, tükenmez
hevesleri.
Güne yeni başlayan goncalarda eda naz,
Kendilerinden emin, güllerse pek
cilvebaz.
Arz-ı endam eylemiş lalelerde zarafet,
Yürekleri hoplatan sarılar tam bir afet.
Hanımeller coşkulu, neşe dolu sarmaşık,
Sarılmış duvarlara, sırnaşık mı
sırnaşık.
Mis kokular yayarak, açılmış salkım
saçak,
Bu kadar hava atmak, şebboyda olur
ancak.
Papatyalar alımlı, rengârenk bezenmişler,
Menekşeler kesmemiş, nergise özenmişler.
Karanfiller sessizce, gözleri yolda,
bekler,
Hele bir yağmur dinse, üşüşür
kelebekler.
Ve ben de bir köşede, hep onları
izlerim,
İçimdeki hüznümü, kendimden de gizlerim.
Rüya gibi bahçemde hayallerle yaşarım,
Gerçek dünyaya dönmek isteyene şaşarım.