Küçük oğul affetmiş her iki kardeşini,

“Demiş ki husumetin bırakalım peşini.

 

Düşmanlık taslar isek iyi olmaz sonumuz,

Sonra onulmaz derde, düşer güzel yurdumuz.

 

Ülkenin yurttaşları büyük zararlar görür,

Maazallah sonunda üçe dörde bölünür.

 

Bu güzel ülkemizde kardeş kardeş yaşarız,

Her şeyi adaletle dürüstçe paylaşırız.”

 

Kral çok mutlu olmuş gururlanmış oğluyla,

Hele ki toruncuğu doyurmuş mutluluğa.

 

Büyük oğul büyük kız Ortanca ortancayla,

Evlenmiş mutlu olmuş en nihayet onlarda.

 

Kral düşünüyormuş yerime kim geçecek,

Göçmeden ahirete tayin eylemem gerek.

 

Gönlü küçük oğuldan olduğu halde yine,

Gölge düşmesin diye kendi adaletine.

 

“Eşit şartlar yaratıp onları denemeli,

En fazla hak edene krallığı vermeli.”

 

Her birini bir ile göndermiş vali kılmış,

“Nasıldır idareniz hele göreyim” demiş.

 

“Kim nerde ne yapacak davranışı nasıldır?

Acep yavrularımın hangisi en asildir?”

 

Küçük oğul adalet ve haktan vazgeçmemiş,

Kardeşleriyse halkı acımadan ezermiş.

 

Onların illerinde mutlu insan kalmamış,

İşkence ve haksızlık had safhalara çıkmış.

 

En ağır vergilerle inliyorken vatandaş,

Servetlerine servet katmışlar iki kardeş.

 

Zavallı halkın artık kalmamış hiçbir gücü

Demişler aramızda seçmeliyiz bir sözcü.

 

Derdimizi tez elden açmalıyız krala,

İşimiz tam bitmeden gücümüz varken hala

 

Toplamışlar bir heyet gelmişler payitahta,

Beklemişler sarayın kapısında üç hafta

 

Çünkü kral ağır bir hastalığa tutulmuş,

İyi olması için birkaç aydır uyurmuş.

 

Neden sonra uyanmış vezirleri toplamış,

Vezirler o uyurken olanları anlatmış.

 

Biri demiş hünkârım bir heyet sizi bekler,

İlla kralımızla görüşmeliyiz derler.

 

Bizler çok ısrar ettik bir şey söylemediler,

Haftalardır kapıda size dua ettiler.

 

Kral demiş heyeti tez huzura alsınlar,

Ne imiş arzuları bizlere anlatsınlar.

 

Çözelim vatandaşın ne problemi varsa,

Vazifemiz bu bizim kral vardır halk varsa.

 

Heyet sözcüsü bütün olanları anlatmış,

Kral ve vezirleri hüngür hüngür ağlatmış.

 

Büyük evlatlar halka çokça zulüm çektirmiş,

Duydukça olanları şaşırmış hayret etmiş.

 

Oysa kral halkına kral değil babaymış.

Çocukları kralı oldukça utandırmış.

 

Vezirlerine dönmüş “siz nerde uyudunuz?

Nerdeyse dağılacak bu güzelim yurdumuz.

 

Vatandaş inliyorken zalimlerin elinden,

Haberiniz olmamış neden söyleyin neden?

 

Vali edip onları mahsustan verdim yetki,

Hata sizin değildir; iş midir bu benimki.

 

Nasıl ümit bağladım; aklıma lanet olsun,

Her iki oğlum derhal huzuruma çağrılsın.

 

Tez gelsinler hesabı kapatmalı mazlumun

Allah’ı var mazlumun zulmü varsa zalimin.”

 

Nihayet haber gitmiş zalimlerin iline,

Yeni valiler gelmiş onların yerlerine.

 

Zavallı halk oh çekmiş, rahat bir nefes almış,

İki zalim kralın huzuruna yollanmış.

 

Neden sonra gelmişler Kralın huzuruna,

Kral bakmamış dahi onların yüzlerine.

 

Gürlemiş hiddet ile  “Nedir bu yaptığınız?

Neden böyle zalimlik ve alçaklık yaptınız.

 

Mazlum halklı ezdiniz yaktınız ağlattınız,

Nedir bunun sebebi?  Durmayın anlatınız.

 

Yurttaşı Per perişan aç açık yaşattınız,

Sizler zenginliğinize zenginlikler kattınız.

 

Bir gün bunun hesabı sorulmaz mı sandınız,

Utanıyorum sizden nasıl insanlarsınız.?”

 

Kardeşler kem küm edip gevelerlerken lafı,

Kral demiş “anladım anlattığınız kâfi.

 

Sizin hiç bir yetkiniz yoktur artık ülkede,

Yüzünüze vurdunuz utançtan kara leke.

 

Eğer benim evladım olmasaydınız sizler,

Yeriniz olacaktı en karanlık dehlizler.

 

Size ağır cezalar vermedim dua edin,

Görünmeyin gözüme hemen defolun gidin.”

 

Çocukları canlarını kurtarıp sevinmişler,

Büyük bir utanç ile evlerine gitmişler.

 

Ülke yine o güzel günlere geri dönmüş,

Halkın asılan yüzü mutluluğa bürünmüş.

 

Gökten henüz üç elma düşmemiş başlarına

Masalımın devamı belki gelir yarına.

( Masal 2 Bölüm 4 başlıklı yazı Nizamettin tarafından 22.05.2017 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.