şimdi aynı şehirdeyiz

aynı güneşle ısınıyoruz  

aynı yağmurlar ıslatıyor tenimizi

aynı rüzgârlar dağıtıyor saçlarımızı.

 

şimdi aynı şehirdeyiz

bir vesaitle on dakika, yürüyerek

yarım saat sürerdi muhtemel vuslat

belki mutluluktan uçan bir çift kırlangıcın

kanatları yakın kılardı bizi birbirimize.

 

şimdi aynı şehirdeyiz

aynı denize, aynı gökyüzüne değiyor gözlerimiz

gözbebeklerimi hapsetmiş bir duman grisi

çalıyor mavilikleri benden, tüm renkler flu artık

mevsimler ise çaresiz

bir kış yastığına doldurulmuş dökülen kirpiklerim.

 

şimdi aynı şehirdeyiz

aynı toprağa basıyoruz, aynı kaldırım taşlarında

buluşuyor ayak izlerimiz

ve ben sıkıca tutunamıyorum o toprağa

tereddütle yürür oldu ayaklarım

ve biliyorum

diz kapaklarımdaki ürkeklik kalıtsal değil.

 

şimdi aynı şehirdeyiz

aynı oksijeni teneffüs ediyor ciğerlerimiz

soluklarımız karışıyor nefeslerimize

müsebbibi kokun olan acı bir tat buruyor damaklarımı

tebessüm etmeme engel artık titreyen dudaklarım.


şimdi aynı şehirdeyiz

sırtımda sayısız bıçak yarası,

aramızda birkaç dakikalık mesafe ve

aşılması imkansız bir ihanet seddi var...


Halil Ziya Doğruöz/Bursa

( Şimdi Aynı Şehirdeyiz başlıklı yazı HalilDoğruöz tarafından 24.05.2017 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.