Muhtevaya dair ne varsa içinde bir devrim gibi tesirli,
Rasm eyler suretini elleriyle aşk olduğu yarinin sağır kalbine.
Habersizdir kendinden ahvali düşmüştür acımasız , soğuk aşk zindanlarına.
Efkarı tabutunu kaldıracak kadar yakındır ve toprağını atacak kadar cem etmiştir,yemin etmiştir mezar taşına.
Bağlanmıştır körü körüne bir çift göze.
Vurulmuştur yar dediği bir kahpe feleğe.
Müebbet yemiştir esareti.
Kalbindeki hicranın çırpınışları taşıyan bulutlar,
Çölde asi bir kum fırtınası bahşeder ıssız karanlıklar.
Aşk ile tutuşan gönül çeperinde soğuk kimyasal çözünümler,
Bir ölüm fermanı ile dokunur sirayetine aşktaki ötesiz görünümler.
Rahminde taşıdığı masum bir hasret öpücüğüdür doğuş gününü bekleyen,
Yorgun argın beklenen adıyla emekleyen.
İçerindeki,en derindeki kaotik imgesel devinimler
Eritir bir mum gibi tutunduğu umudun sıcak bekleyişlerini
Ve bir intihar cüretiyle sarmalar incecik aklının hardal emanetini.
Sırtındaki iki kavuşulmaz dağ arasında hicran katreleri biriktiren hüzün yüklenmiş aşkın bencil bamteli.
Her mızrab vuruşunda hatırlanan ayrı bir cehennem ateşi
Gönlünde yetim bırakılmış virane satırların masum ağlayışları,
Yıkık dökük istemsiz aşk bedduaları.
Böyle bir sevda yüzyılların raflarında ihanet adıyla anılmamalı.