Kurak ve ırak cümlelerin istilası, onca tedirginliğin iç karasına hitap edilesi…

 

Külfet bellemek sair günü: Gün ki en telaşlı ölüm ve zamkını ihmal etmediğim hüznü öteleyememenin verdiği pişmanlık ile sağaltmakla iştigal ettiğim gün bozumu.

 

Aykırı belki de her biri ya da tahayyül gücüne rest çeken üç beş şaşkın imgeye rast gelme umudum…kanayan duaları sürdükçe ruhuma; benlik zincirinin anahtarını bulmaya yol almışken…ve kıpraşan hüzün başakları.

 

Belki Süreya’nın bir şiirine sığınıp, ruhuna rahmet okuduğum nice ölü şiir ve şair adam.

 

Kadın mihraklı kaçkın önyargılar ve şiirleri şehirlerle eşleştirip, hüznü de içselleştirdiğim en azından çalıntı olmayan duygu katmanlarına yerleşik bir zihin özrüyle, çatmışken kaşlarımı…

 

Dün aldırdım yüreğimdeki çocuğu aslında babası zaman, anası ise rahvan bir gölge kıvamında, tüm göreceli aşklara inat, bir de ettiğim duaların biteviye huzur pompaladığı…

 

Aşka inat olmalı, dercesine cümleler ve hüzne biat onca engelli imin de tekelinde.

 

Hafif meşrep midir nedir tüm şarkılar?

 

Salkım saçak bilumum rabıta.

 

Ve ay ışığında oynaşan düşlerim bir de düş kırımı demelerin bedelini öderken gündüze çevirdiğim rotamda şiir yazamama ihtimali ile cebelleşirken alt bilincimin kuram dışı öğelerini, bir kazana atıp kaynatma isteğim.

 

Tümleç bolluğu var ve şakıyan öznelerin rivayet bildiği kodaman yansımalarını da teğet geçiyorum ansızın.

 

Senden öte bir ben var, demek geçen içimden belli ki niyazlarında her daim saklı birincil çoğul şahıs.

 

Yaradan güncelliyor aklımı ama duygularım kan revan sonra da süzgün ve ölgün nidalara sığınıp, zan altında kalmamın esareti ile önyargılarına insanların söyleniyorum:

 

‘’Küçült de egonu cebime gir!’’

 

Başkalaşan diva yergiler hani muhatabım bir ön söz kıvamında tüm muhalif yankısını da duymazdan geldiğim.

 

Soyut, somut ne varsa peşimde arz-ı endam eden ve türediğim bir geceye lanet okuyan zıpkın misali sendrom yüklü katıksız hüznü de rehine verme istemi ile dolup taşarken ırmakların coşkun hezeyanları.

 

Öykünmek belki de hatta şekli şemaili hepten ürkünç bir ana kıta iken babasızlığın hegemonyasında rast geldiğim çetrefilli göstergeleri yine insan ırkının… akla muhafaza rast gelme ihtimalinden cayıp da gerisin geri kaçtığım.

 

Aç adımları sokak kedilerinin.

 

Düşlerini satılığa çıkarmış sokak çocuklarına nazire eden o asil beyzade hanidir ırkını kaybetmiş bir retina kıvamında, dört göz nöbete duran cahil tayfası yine sözsüz öbekler halinde iken benlik savaşları…

 

Marazi her biri tümü defolu ve nicesi yalan.

 

Sanrılar ürerken izbelerin de satılığa çıktığı karanlık koridorların müdavimi.

 

Şimdilerin öncesinde takılı; yarınları arıtmak şimdiden ve nice peşin hükümlü zehri tavaf eden şeytanın saltanatına son vermek adına…

 

Günahlarım af eyle Yarabbi!

 

İstihbarat etmek nasıl ki zorunlu bir merci biliyorum ki; defolu benliğin günah deposunda bir hutbeye dönüşmek istiyorum ve elemimle hüznüme mutluluk biçen düşlerimi de nadasa bırakmışken.

 

Hayırlı Ramazanlar, efendim.

 

( Senden Öte Bir Ben Var... başlıklı yazı GÜLÜMM tarafından 27.05.2017 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.