Mübarek Ramazan geldi de geçiyor. Az bir zaman sonra tekrar gelmek üzer
çıkıp gidecek hayatımızdan. Bu sene görenlerin bazısı da belki bir daha
göremeyecek bir sonra ki sene gelecek Ramazanı... Bizler İslam Ülkeleri olarak
her ne kadar Ramazanın geleneklerini, Allah'ın emirlerini yerine getirmeye
çalışsak da orucu sadece aç kalmak olarak anlasak da yaptığımız yanlışların
farkında değiliz. İşte bunun için de sürekli birbirimizi yiyoruz. Ne oruç
kalıyor ne de bir şey sevap adına...
Yıllardır söylenir durur bir çok zamanda ve bir çok yerde, oruca
niyetlendiğiniz zaman dilinizi de aynı zamanda kötü sözlerden sakındıracaksınız
kalbinizi de temiz tutacaksınız. Hani nerede İslam Kardeşliği nerede dostluk,
nerede samimiyet, sıcak kanlılık. Yok sen o mezheptensin, ben öbür mezhepten.
Ey İslam Ülkeleri anlayın şunu artık, kaynaklarımız, doğal zenginliklerimiz
çok, yahşi değil de vahşi batı bunlara yok pahasına sahip olmak istiyor, bu
neden ile bütün İslam Coğrafyasını, karıştırıyor, ülkeleri birbirine düşürmeye
uğraşıyor. Aman uyanık olalım...
Okuyacağız, aydınlanacağız ilk önce, bu çok önemli bilin ki... Bilim, ilim,
teknik fen, bunlarda bir yol almadıktan sonra, yükte hafif ancak paha da ağır
ürünler üretemedikçe yahşi olmayan vahşi batı bizi yerden yere vuracak ve hep
sömürecektir. Ondan sonra gelsin İMF'ler gitsin Dünya Bankası ya da başka başka
kredi kuruluşları... Bu kısır döngüyü kırmamız lazım.
Düşünün bir kere neden İslam Ülkeleri birbiri ile savaşıyor da hiç bir
Hristiyan ve Yahudi ülkesinde kargaşa ve savaş yok. Hemen söyleyelim dünyanın
ileri teknoloji ile silah üreten bütün büyük şirketlerinin menşeyi ya
Amerikalı, ya İngiliz, ya Fransız, ya İsrail, ya da Almanya gibi ülkelere ait.
Bizler İslam ülkeleri barış içinde yaşamaya çalıştığımız ve buna da alıştığımız
gün onların silah şirketleri de birer birer topu dikecek, size hayal gibi gelse
de inanın gerçek bu...
Gelin birbirimizi yiyeceğimize, birbirimize ikramlarda bulunalım. Bir İranlı,
bir Iraklı'nın mutfağını tanısın, bir Yemenli iştahla Malezya Mutfağından
güzellikler tatsın. Bir Katarlı, Suudi Arabistan yemeklerinden sipariş versin.
Bizim Türk mutfağında ki güzelliklerimizi eş, dost, bütün Müslüman ülkelerin
beğenisine sunalım. Hep beraber ülkelerimizde ki açları doyuralım, yoksulları
giydirelim. İşte bunları yaptığımız zaman birbirimizi yeme düşüncesinden de
kurtuluruz. İyiliğe karşı iyilik kazansın, yoksa kötü olmak ve kötülük çok
kolaydır, kolay ulaşılır. Biz zor olanı seçelim. Unutmayalım ülkelerimize dış
devletlerden dünya kadar silah almanın fazla da bir mantığı yok. Ona
vereceğiniz parayla okul yapın, hastahane yapın, yol yapın, hava alanı yapın.
Unutmayın ki ülkelere kin tohumları ekildi mi onları kurutmak yok etmek de zaman
alacaktır. Hepinize en derin sevgi ve saygılar yine...