Ramazan  ayının  girmesiyle  birlikte  her  gün yaptığım  gibi  12.06.2017  Pazartesi  gecesi de  sahur  vaktine kadar  oturdum.  Sahurda   yine  her  zamanki  gibi  kahvaltı  türü  birşeyler  yedikten  sonra  televizyonda  sık  sık  zapping  yapmak  suretiyle  sabah  ezanına  kadar  ne  kadar  sahur  programı  varsa hepsini  izledim.

Bu  aslında  rutin  olarak  her  gün  yaptığım  bir  şeydi  ve  saçmasapan  bulduğum  sorulara  verilen  cevapları  dahi  dinlerim,  izlerim  hep.  Lakin  o  gece   televizyonum  yine  açık  olmakla  ve  ben zapping  yapmama  rağmen  televizyon  mu  beni  seyrediyordu  yoksa  ben  mi televizyonu  pek  belli değildi.  Aklım  çok  daha  başka  bir  şeydeydi.

Aslında  aklımı  fikrimi  allak  bullak  eden  şeyden  önce  de  yine beni   derin  düşüncelere  gark eden  bir  durum  olmuştu  ya  bu  son  durum  daha  da    kötüydü.

Daha  yirmi  iki  yaşında  genç  bir  fidan  olan  öğretmen  Aybüke  Şenay Yalçın'ın katli  ve  aynı gün şehit  edilen  aslanlarımızın  acısıyla  dağlanan yüreklerimizi  teskin  etmeden  çok  daha  acı  bir  olayla  karşı  karşıyaydık  ülke  olarak.

Bir  kaç  gün  önce  gece  rüyamda  çok  şiddetli  bir  deprem  olduğunu  görmüştüm.  Hemen  bir  kaç gün  sonra  da  bilindiği  gibi  şiddeti  hiç  de  az  olmayan  6.3  büyüklüğünde  bir  deprem  yaşadık.

Ben  bir  kaç  gündür  Televizyonu  sadece  sahur  vakti  açtığım  için  haberleri  ancak  bilgisayarda  arkadaşların  paylaşımından  öğreniyordum. O  gün  herkes  depremden  konuşuyordu. Ben  bir  iki  gün  önce  rüyamda  hissettiğim  halde  deprem  olduğunda  hiç  farkına  varmamıştım.

Düşünüyorum  kendi  kendime  :  Allah  hiç  bir  şeyi  sebepsiz  yaratmadığına  göre  bu  depremin  sebebi  ne?''  Yok  yok  biliyorum :  Fay  hatlarının  harekete  geçmesi...Bilimsel  açıklaması  bu.    İyi  de   fay  hatlarını  harekete  geçiren  ne? Dünya  neden  devamlı  hareket  halinde  olan  katmanların  üzerinde?  Türkiye'yi  en  faaal  fay  hatlarının  tam  üstüne  oturtan  kim?  Hiç  bir  fay  hattı, çatlağı,  yanar  dağı,  tektonik  çöküntünün  ya  da  yanardağ  patlamalarının  olmayacağı  bir  dünya  mümkün  değil  miydi?  Neden?  Niçin,  '' Ne?  Ne?  Ne?  ''  diye  sorarken  baktım  deprem  felaketinden  daha  büyük  bir  felaketin  haberini  paylaşıyordu  arkadaşlar. 

Evet  yanlış  duymuyorsunuz.  Depremden  daha  da  felaket  olan  bir  haber...

İzmir'de  on  yaşında  bir  kız  çocuğu,  komşusu  tarafından  kaçırılmış,  tecavüz  edilmiş  ve  öldürülmüş...  Haber  buydu. 

Aslında  daha  önce  çok  daha  küçük  (  Hatta  3  yaşında,  1.5  yaşında)  çocuklara  tecavüz  edilerek  öldürüldüğünü  biliyoruz  ama  gelin  görün  ki bu  tür  haberler  her  zaman  insanda  derin  bir  şok  etkisi  yaratıyor.  

Ben  yine  şoklardayım...  Vatandaşlarımız  adeta  ayakta. .. Deprem  filan  unutulmuş...

Deprem,  neticede  Allahın  bir  takdiridir  ve  bizim    elbette  gereken  tedbirleri  almamız  gerekir  ama  yine  de  Allah  bir  helak  takdir  etmişse  Japon'un  9.9  şiddetindeki  depreminde  can  kaybı  olmaz  da  senin  5.1  şiddetindeki  depreminde  olur.  Lakin  10  yaşındaki  bir kız  çocuğuna  tecavüz edilerek  öldürülmesini  ''  Allahın  takdiri,  olmuş  bir  kere,  yapacak  bir  şey  yok''  Diyerek  geçiştirmemiz  mümkün  değildir.   Çocuklara  tecavüz  ve  onları  katletmek  hiç  bir  zaman  Allah'ın  takdiri  değildir.  

İşte  pek  çok  arkadaşımın  ''  idam  cezası  mutlaka  geri  gelmeli''  Paylaşımını  yaptığı  o  anlarda  öğrendim  ki  Ceylin  adındaki    bu  meleğimize  tecavüz  filan  edilmemiş.  Şimdi  düşünebiliyor  musnuz?  ''  Oh  Ya  Rabbi  şükür.  Öldürülmüş  ama  tecavüz  edilmemiş''  Diye sanki  on  yaşındaki    meleklerin  öldürülmesi  normalmiş  gibi teselli  oluyoruz.

Evet...Tv de  Nihat  Hatipoğlu Hoca  tam  olarak  Lut  Kavmi'nin  nasıl  helak  edildiğini  anlatırken  ben  '' Allahım  sana  şükürler  olsun.  Hiç  olmazsa  tecavüz  edilmemiş''  Diye  bir  şeyler  mırıldanıyordum.  Artık  saçmalıyor  muydum  yoksa  kafayı  iyice  sıyırmış  mıydım,  veyahut  da  çok  normal  bir düşünce  tarzı  mıydı  benimki  hiç  bilmiyorum.

''Ya  Rabbi  çok  şükür. Öldürülmüş  ama  tecavüz  edilmemiş''  Teselliye  bakar  mısınız  Allahınız  severseniz? 

Lut  Kavmi  azdıkça  azmış,  Allah  da  üç  melek  göndererek  bu  kavmin  üzerine  kızgın  lavlar,  taşlar  yağdırarak yok  etmişti  onları. Türk  Milleti  azdıkça  azmış,  Allah  da  6.3  şiddetinde  bir  depremle  ''Ayağınızı  denk  alın  sefil  mahluklar''  mı  demişti  acaba?

Az  sonra  ezan  okundu.  Sabah  namazı, dua  derken  vurdum  kafayı  yattım.  Ama  uyumak  mümkün  değil.  Dön  sağa,  dön  sola  derken  dalmışım.

İşte  bu  dalma  anımda  her  bakımdan  şeytani  bir  rüya:

Birileri  bana  fena  halde  düşman.  Bana  düşman  olan  bu  kişi  ile  aramda  bir  kaçmaca  kovalamaca  var.  İşte  bu  kaçmaca  kovalamaca  esnasında  bu  kişi  benim  evime  giriyor..Bundan  sonrası  az  bulanık  olsa  da  bu  hain  şerefsiz,  benim  özürlü  oğluma  kötülük yapmaya  çalışıyor.  İşte  o  an  ben  içeri  giriyorum  bu  şerefsizi  hemen  orada  boğazını  kesmek  suretiyle  infaz  ediyorum. Rüyadan  aklımda  kalanlar  kısaca  bunlar. 

Aslında  çok  çok  az  rüya  gören  bir  insanım.  Öte  taraftan  böyle  sıkıntılı  rüyalar  bende  hiç  bir zaman  uzun  sürmez. Her  zaman içimden  bir  ses  ''  Allahım  bu  bir  rüya  olsun''  der  ve  hemen  akabinde  uyanırım.   ''Ya  Rabbi çok  şükür rüyaymış''  Diye  şükrederim  ama  o  gün  bir  daha  uyuyamam

Önce  genç  bir  öğretmenimizin  ve  askerlerimizin  şehit edilmesi,  ardından  on  yaşında  bir  yavrucağın  hunharca  katledilmesi  ve  nihayet  deprem derken  artık  nasıl  etkilenmişsem böylesine  kötü  bir  rüya  ile  uyandım  ve  tabii  ki  her  zamanki  gibi  bir  daha  uyuyamadım

Peki,  eğer  rüyalar  insanların  bilinç  altına  ittikleri   şeyler  ise.  Bu  durumda  on  beş  yaşındaki  bir çocuğun  bile  rahat  rahat  kemiklerini  kırabileceği  ben  -  söz  konusu  kendi  ailem,  aile  fertlerimden  biri olduğunda  -  gırtlak  kesen  birine  mi  dönüşübeliyordum  yani?  

Öyle görülüyor.  Ve  öyle  zannediyorum  ki  her  birimiz  o  pis  eller  kendi evlatlarımıza  uzandığı  takdirde  yapamayacağımız  çılgınlık  yok.  O  halde  bu  pislikler  nasıl,  hangi  cesaretle  çocuklarımıza  uzanabiliyordu?  

Sorular,  sorular, sorular...

Ve  kaçınılmaz  gerçek:

Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın ismiyle.
1- Yer o yaman sarsıntı ile sarsıldığı, 
2- Yer, içindeki ağırlıkları çıkarıp dışarı attığı,
3- Ve insan: "Ona ne oluyor?" dediği zaman. 
4- O gün yer, bütün haberlerini anlatır.
5- Çünkü Rabbin ona vahyetmiştir. 
6- O gün insanlar, amellerinin karşılığı kendilerine gösterilmek üzere bölük bölük çıkacaklardır. 
7- Her kim zerre kadar hayır işlemişse onu görecektir.
8- Her kim, zerre kadar şer işlemişse onu görecektir.

ZİLZAL  SURESİ...

( Bu Gün Sabah Namazından Sonra Bir Cinayet İşledim. başlıklı yazı Sami Biber tarafından 14.06.2017 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.