Denizin son noktasında yitirilen güneş… Bulutları kana bulaya bulaya karanlığa gömüyor gözlerimdeki umutları… Esen yeli hissediyorum, bunaltıcı neme ferahlık verir diye gözlerimi de kapatıyorum. o da ne, üşüyorum… Titriyorum, sanki buz dağından aşağıya kayar gibi… Asırlarca toprak altında kalmış dinazorlara ayağım değiyor, kemikleri hala diri… Narası hala kulağıma dehşet veriyor, o titremeyle, korku da sarıyor tenimi… Gittikçe anlaşılmaz cendere, geçen ömrümü sarıyor, çaresiz ve imdat ararcasına acizim.  Kim bu duruma düşmez ki, kim korkmaz ki… Kim bu anlarda birinden medet ummaz ki… İlerledikçe mağaranın ucunda yanan bir mum ışığı sanki, çevremi aydınlatmaya başlıyor! O bir güneş değil ama her şeyi görmemi sağlıyor işte, karanlığa meydan okuyor, o esen yelin hastalığa sebep olacak azametine dur diyecek kadar ışık yayıyor…


O mum ışığı, bir ışık işte!  Görmeye sebep, o bir dost olabilir, evlat olabilir, eş olabilir, çıkarsız bir vicdanın seslenişi olabilir! Cendereden asla çekinmeden, neden yapıyorum deyip üşenmeden, samimi bir sıcaklık sarıyor çevreme. duş alır yıkanır gibi, yeniden doğuşu canlandırır gibi, nisan yağmurları ile toprağa hayat verir gibi, doğru zamanda doğru adreste kendini gösteriyor… Ne resimleri sahte, ne bu rüya sanal denilen… Ben ne kadar gerçeksem o da o kadar gerçek. kuşların sesi, serçelerin dansı oluyor, ağaçları onlar süslüyor sanki. Meyveleri ağzında, biraz da ben yiyeceğim der gibi, bu ışığının bedelini mum alıyor, masumca!


O gece derin bir sessizlik, asla tükenmiyor gözlerimde… Doğal olsun istiyorum, o ışığın inorganik sarılışı artık beni rahatsız ediyor. Bu yüzden uyuyamıyorum. o gece öyle uzun, sanki bitmek bilmeyen çözümsüz dert gibi… Sanki böbreğimden aşağıya inmeyen, tıkanmış taş gibi… Belimde ağrısı, işkencenin en azılısı, kendi mahzenimde, bir yere sığmaya çalışıyorum. bir umut işte, neden sabah olmuyor ki, sanki sabah olsa bu ağrıyı bir şeyler dindirecekmiş gibi… Umuda bahanemi ararsın, her sesleniş, her alışkanlık, her anı bir umut oluyor işte… Çırpınan deniz dalgası değil, o dalgaya düşmüş gölgelerim gidiyor geliyor… Neredesin o batan ve bu karanlığa koyan güneş, güneş doğ ki, bu işkence eden ağrıya, uyanan dünyadan birisi bana yardım eder belki…


Mağara yeniden karanlık, küçümsediğim bıktığım ışıkta bendeki bu veryansından usanıyor, aşağıladığım ucuz sözlerime isyan ediyor ve sönüyor. Bir kibrit bulsam da, yeniden yaksam… Yok, ne kibrit ne de mum! ayaklarım bir yerlere değiyor, bir yere sığmadığım tenimle savruluyorum. Yoksa bu ölüm sancısı mı? yoksa bir kabre girdim de, her tarafımı toprak mı sardı? nedir bu boğazımdaki düğümlenme, yutkunamayışım? Bu toprak olamaz bu olsa olsa hüsnü kuruntum… Ben nefes alıyorum hala, nefesimdeki sıcaklığı hissediyorum ellerimde… peki neden öksürüyorum, bu öksürme nedir, hele dünyayı yerinden oynatan hapşırış gibi haykırış, sanki bedenim tüm dünyaya haykırıyor, ben böyleyken siz neredesiniz?


Nihayet, güneş ışıkları bulutları yara yara görünüyor… Karanlık, dehşetli karanlığı, onun var olan şerrini bir anda yok ediyor… Ağrılarım hala taze ama bende sevinç var… Bu ağrıdan bu cendereden kurtulacağım inancıyla. Umut inanca dönüşüyor! Üstümü başımı giyiyorum, güneşe doğru koşuyorum… Dalga sesleri çoktan gitmiş, çırpınan her şey bir yerlere gizlenmiş… Dinazor fosili, bir hayalmiş… Sanki tükenmez sanılan bu dert son bulacak ve sağlığıma kavuşacağım hedefe kilitlendim.


Abdestimi aldım. Ellerimi duaya açtım… Bu bir rüya imiş, uyandım… Şükür denizine girdim. yüzmeyi öğrendim sınav yarışında! Yarışı kazanmak için baş döndürücü bir kuvvetle yüzüyorum. beni geçene aşk olsun… 


Saffet Kuramaz

( Beni Geçene Aşk Olsun başlıklı yazı safdeha tarafından 19.06.2017 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.