Hayat nehir misali su akar, kalır çakıl
Elinden ne gelir ki kapılmışsan selinde
Sürüklenip gidersin ele olursun nakil!
Gözlerin şaşıp kalır tutuk olur dilin de!
Memleketi terk edip, başka ele göçersin
Kendini arar iken bir şeylerden kaçarsın
Dalından koparılmış yaprak gibi uçarsın
Rüzgarın emrindesin irade yok elinde!
Doğduğun memleketi yaşadığın çağları,
Komları, yaylaları, ormanları, bağları
Dolaştığın yerleri, dereleri, dağları
Hatırından hiç çıkmaz köyün ilçen ilin de!
Bazısının gözüne halimiz batar gibi
Sitemleri sıralar taşlayıp çatar gibi
Bilerek değil sanki kafadan atar gibi,
Kimi seni ayıplar kimi seni telinde!
Mahrum olanın asla bitmez malihulyası
Ona misk-ü amberdir tezek kokan yaylası
Mecnun’a dönüşünce vatan olur Leylâ’sı
Kavrularak kül olur canı hasret çölünde!
Hedefe odaklanır, sürünür koşamayan
Ölmüşlerden sayılır gurbeti aşamayan
Firak ölümden acı bilemez yaşamayan
Savrulur yanmış ise külü seher yelinde!
Mikdadi der: bílirim nihai rütbe er’dir
Bu dünya geçicidir asıl vatan mahşerdir
İnsan yaşarken cennet ona doğduğu yerdir
Sözümü anlarsınız bir gurbete gelin de!
Şair Mikdat Bal