Bazen hayatınızda ufacık bir an olur ki bütün ömre bedeldir. İşte o an bütün hayatınızı sorgularsınız. Üzüntülerinizi, kırgınlıklarınızı, ayrılıklarınızı, hiç sabah olmayacağını düşündüğünüz gecelerinizi...

Bir çift göz sizi böyle alıp götürür işte. Dert edindiklerimiz  gerçekten dert mi diye ? İşte o gözler de dalıp gittiğim hülyadan çekip çıkardı beni.


      Eski bir kaldırım kenarında durdurmuştuk arabayı. Ah işte o gözler, hayatın bütün yorgunluğunu omuzlarına almış, yüzünde hiç eksilmeyen o gülümsemeyle geliyordu uzaktan. Belki altmışında belki de yetmişinde bir adama aitti o gözler. Evine üç, beş kuruş ekmek parası götürebilmek için yaşına bakmadan sokak sokak dolaşıp karton kutu topluyordu. Büyükçe bir çuvala doldurmuş canından can giderek sürüklüyordu çökmüş omuzlarının ardından. Kaldırımdaki bir taşa takılmış olacak ki bir zahmet topladığı kartonlar arabamızın önüne yuvarlandı. Bir telaş arabadan inip yanına yaklaştım. İyi olup olmadığını sorduğumda bana bakan mahcup bir çift göz hayatın acımasızlığını işledi yüreğime. "Arabaya bir şey oldu mu kızım ?" diye yüzüme baktığında olduğum yere yıkılacaktım adeta. Yüzündeki o mahcup gülümseme çıkmıyordu aklımdan. "Asıl sen iyi misin, senden değerli değil ya." dediğimde arabaya yönelip eliyle temizlemeye çalışması nasıl bir incelikti. Koca yürekli adam, senin kalbinden daha temiz bir yer var mı ?


      Yoldan geçen delikanlıların yardımıyla toparlandı ekmek teknesi. O dualı dili, uzaklaşırken minnettar bir gülümsemeyle bize bakması, yüreğimi titretmişti. Ne acılar saklıydı yüzünün derin çizgilerinde. Ne umutlar yeşerip de solmuştu o mazlum gözlerde. İki büklüm bedeni hangi acılara göğüs germişti. Kaç ölüm görmüştü ya da kaç ölümden dönmüştü. Evde hasta bir eş mi bekliyordu onu, yoksa kimsesiz mi kalmıştı acıması olmayan dünyada. Hakkında bildiğim tek şey hiç eksilmeyen gülümsemesiydi.


      Ya bizim dertlerimiz ? Geceyi gündüz ettiğimiz acılarımız ?

Hangisine imtihan diyip geçebildik. Hangisine çok şükürle gülümsedik. Neydi ki derdimiz, bizi insanlıktan çıkaran, dünyaya küstüren. İlk darbe de yıkılacak kadar güçsüz yapan. Neydi ?

Her şeye sahiptik, bir kere de şükür için açmadık avuçlarımızı. Bir bir alındı elimizden, bağlandığımız dünyalıklar. Oysa ki bir tek tebessümdü her şeyin ilacı. Bir çift göz anlattı, inceliğin bedende değil yürekte hayat bulduğunu...


                                         Rumeysa Gündem

( Bir Çift Gözde Saklı Hayat başlıklı yazı Dil-i sûzan tarafından 20.07.2017 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.