Bin dokuz yüz altmış bir yılının bir yaz
günü
önce dünya bana merhaba demiş
sonra ben dünyaya ve sevdiklerime
aleykümselâm
konuşmuş durmuşlar, bu çocuk iki kilo
iki yüz gram...
Babam zengin mi, fakir mi
annem güzel mi, çirkin mi
kardeşim var mı yok mu
hey dünya bu dönen senin çarkın mı?
Anlamamışım belli bir yaşa kadar...
Kışın sobanın üstünde pişen kestaneler
bahçede dut, erik ve kayısı ağaçları
kömürlükte cirit atan sıçanlar ile
akrabaları fareler
olsun babaannem hepsini alimallah maşa
ile tepeler...
Kısa pantolonla dolaş dur Ahmet
kar da yağmurda sıva paçaları
doyur bakalım kuşlardan karıncalardan
açları...
A-B-C Hayat Bilgisi ve Türkçe
ömründen güzel bir beş sene
ha unuttum altı altı, bir de üç de
kalmıştık yahu
sonra ver elini ortaokul ve lise
anarşi ve terör tavan yapmış
ah şu karşı pencerede ki esmer kız da
beni bir tanısa bir bilse
ya da saçlarını savurup göz kırpsa el
etse...
Üniversiteye girerdin giremezdin
muhabbetleri
inat bu ya seksen iki de son noktayı
koyar
girersin Uludağ Üniversitesi'nden içeri
seksen üç de sıkar biraz
eski aşklar ve hesap kitap
düşersin Bursa'da biraz bitap dönersin
gerisin geri
ver elini kös kös Ankara
bir yıl ayrı kaldık ya unutmadın
inşallah beni şehrim
sen misin yoksa ben miyim bahtı kara?
Seksen dörtte geldi çattı vatan borcu
şimdi ki gibi paralı pullu nerdeee
askerlik her Türk Genci'nin harcı...
Ah yüreğim saçlarımın beyazları
bırakmadınız beni ne kışları ne de
yazları...
Elli yedi yaşına ce dediğimiz şu günlerde
hatalarımda oldu güzelliklerim de
hatalara güle güle güzellikler siz
yanıma gelin hele.
O kadar da özel bir gündür aslında
ben anamdan kurtulduktan tam on üç yıl
sonra
Kıbrıs da esaretten kurtuldu...
Bir gün sonra doğsaydık aslandık
yirmi temmuz yengeç burcunun son günü...
İyi ki doğmuşuz
bir gün öleceğimizi de hiç aklımızdan
çıkarmadan
dünyaya güzellikler katmaya çalışıyoruz
karınca kararınca...
Belki güneşli bir günde
belki de yapraklar sararınca terki dünya
ettiğimizde
iyi ki de yaşamıştı, iyi ki de vardı
iyi ki de dostumuzdu arkadaşımızdı
derseniz
hem de gönülden içinizden gelerek
ben de gerçek mekânıma
yüreğim sızlamadan giderim herhalde
gülerek...