Komik öfkelerin ülkesindeyim,
Zanlı hikâyelerin de erdiğim
mertebesinde
Bir boşluk adeta üstelik ihya
edilesi.
Dökümlü cümlelere de zimmetliyim
Hele ki ufkunda aşkın,
Metazori cümleler kurma ihtiyacımı
çoktan kırdım
Ve demlendikçe kollarında gizemin
Nakşeden geceye sükûtumun hüznü
bulaşmış;
Bulutların buğusunda bir rahleye
sığınmışlığım…
Ömrü külfet,
Aşkı asalet bilen derinlerinde
boğulmaya ant içmişliğim
Bir şiirin bir de felsefenin uzamında
Katreleri serptiğim o hengâme
Bir de curcuna boyutunda tüm
hislerim.
Gönülsüz seferberliğim,
Kayan yıldızda bir toz zerresi olma
ihtiyacım,
Şems’in yolunda zikreden Mesnevi
Aşkı hepten silenlere belki de kinim.
Kınında ne ise yârin,
Defolu kimliğimin de ikbali,
Şiiri sevda tadında,
Ömrü de helak etmemin uğruna
Çekilmezliğin hikmeti yine
kandıklarım;
Kandıkça boyandığım yalanların
zuhuru.
Şimdi temaşa etsem ansızın,
Zil takıp oynasa ahkâmların
karaladığı çocuk yanım,
Yüklensem yeniden zikrini dervişin
Üstelik boyumu aşan evrenin mal
ettiği
Bitimsiz devinim
Hem de ne uğruna bunca zafiyetim?
Aşktan medet umdukça kemiren dev
kehanetini
Lanetin resminden silsem sakilce,
Zaman aşımına uğrasam gecenin bir
vakti
Üstelik örselendikçe biriken
şerrinden arınsam zahmetsizce
Nüansında yeniden uyansam bir bebek
misali
Koynuna sokulduğum mısraların,
Söyle gücüne gider mi Hakkın?
Hele ki iblis gülerken pişkin pişkin
Ölmeyi dilesem ansızın,
Acır mı için gerçekten?