Sabitlemekse ekseni
Ya evveli hikâyenin?
Hem belli mi olurum ölürüm ilk surede
Kelamın yeknesak tınısında serilirim
yüreğin rahlesine
Ve tık nefes kalem
O da peşrevine yenik düşer aşkın,
Aşka ramak kala
Eşlik etmediğim gidişatın.
Belli mi olur, sevgili?
Sen, denmezin çukurunda
Ben hepten müptela ölümüne sevdalara:
Kılı kırk yarmaksa mesele
Neden hepten işkilliyim de
Dönmez yüzüm hala güneşin yanık
siluetine?
Kandıkça kanadığım yetmedi mi?
Kardıkça kurda kuşa yem olmadım mı?
Hem de nesine yaşarım ben bunca
hüznü?
Ya da külfet bildiğim rahmetine
aşkların
Serilirim boylu boyunca
Üstelik hiçlik makamıma oturtamazken
hiçbir imgeyi
Bu da yetmezmiş gibi,
Köpük köpük içimin denizi.
Girmediğim dehliz mi kaldı da
Bunca nazireyi yoktan var ettim
sanırsın da…
Boş ver gerisini.
Yine de son bir sözüm;
Belli ki akıl devşirdikçe
Yetimliğimi sır bildim bileli
Kayıp sancağımı da ölümüne mi
sahiplenmeli
Hem de bunca ruhsatı kayıp nüfusu yine
Şeceremde kayıtlı bir bir hele ki
Onca münafık gölgeyi de sineye
çektiğim
Yetmezmiş gibi…
Boş ver sonrasını
Üstelik gidişatın sanır mısın ki
Var mutlak rotası?
Mutluluğun kerevetine çıkanlara
niyazım:
Sahip olduklarına değil
Görmezden geldiklerine olsun tek
itirazları:
Üstelik Allah katında
Mademki kula kulluk etmek yakışmaz
insanoğluna
Aşkıma balta vuranlara da var elbet
Son bir ikazım:
Benliğimde kilitliyim
Belleğimde ümmetimin de
Son neferiyim,
Ölümüne aşkına haiz bir dilekle
Yola çıkıp da varmayı beceremediğim.