Kesim yerleri içinde yinelenen yiyecek ya da giyim veya araç
gereç gibi kullanımları sağlatan sunu buluntuların tekrarları sırasında, grup
bilinci yeni bir algısal mana anlayışına kapıldı. Kapılma olan bu mana
anlayışına göre sanki gizli bir el bunların duygu ve anlayışlarına dokunuş
yapıyordu. Bu dokunuş ile gruplar birbirlerine farklı bakmaya ve farklı tavır
almanın tutum değişmesine zihnen alıştılar. Bu dokunuşa göre akıllarda duygu
sel oluşa bağlı yeni yeğleyiş belirtileri tek tek resmi geçit yapıyordu. Bu
duygusal dokunumla olan belirimlere göre şeytan bir fısıltıyı ortaya koydu.
Bu fısıltıyla(duyuş ile) şeytan diyordu ki; “birbirinize
karşı bir daha yamyamlık etmemeye çalışınız”. “Sunu yapanı yersen bu sunuları
bir daha bulamazsın” diyordu. Bu tür girişme böyle demenin algısını ortaya
koymuştu. Gizli etkiyi yapan el de, hediye bırakandı. Bırakılan hediyeydi.
Hediye bırakanların iltifat olukla kendilerine yapılan sununun (kurbanın)
etkisinden başka bir şey değildi. Uzaktan hediye sunumlu girişme; belki de “uzaktan
duyum” yoluyla yapılan, tarihin ilk "centilmenlik anlaşmasıydı" bu.
Tarihteki yazılı olan ilk barış anlaşması Kadeş Barış Anlaşmasıysa;
uzaktan temas ile hediyeleşen ilk işareti (işmarı) anlaşma da buydu. Kesim yerleri
içindeki armağan sunu yeri olan bu yerler; ilk kes uzaktan sunusu olan ve
uzaktan teması olan süre durum “tapınak anlaşmasıydı”.
Ki bu anlaşma El döneminin ahit dediği imanı sözleşmesinin
de çok öncesinde olan bir işaret dili (işmar dili) anlaşmasıdır. Uzaktan armağan
sunan anlaşmalar; üreten grup tavrıyla başladı. Üreten gruplarla devam eden bu
süredurum, birleştiren inşacı bir akitti.
Oysa El akdi mal sahibi efendi ile maldan yoksun köleler
arasında olan sömürü sel ahittir. Yeni inşa değil, yeni olanı paylaşan bir
inşanın efendi yararına ters yüz edilmesidir. İkinci büyük anlaşma da yüz yüze
temaslarla yapılıp, irade olunan ön ittifaklı İLAHİ antlaşmalardır. İlahlar
grup tüzeli temsilcilerdir.
Bu sürecin ikinci aşaması içinde eğer karşı gruplar da bir
totem mesleği üreticiliği içindeyse veya daha sonra bu kabil üretime
geçmişlerse; onlar da aynı şekilde karşı tarafın yamyamlığını savuşturan amaçlı
tutumla, bu kesim yerleri içine kendi totem yiyeceklerini, bırakmış olmaları da
kendilikten trampaydı.
İlkinki yalın hediyeleşme seremonisi karşılıklı armağan aşma
yapılınca yeni süreç, bir sunu; bir kurban; bir yamyamlık tehdidini savuşturma girişmeli
olmanın da, daha ötesine geçti. Elbet ikinci girişme, ilk girişmenin anlamını
da korundu. Ama süreci asıl giriştiren; sürecin asıl enerji akışını yaptıran ve
enerji düzenletişini yapan girişme de bu karşılıklı armağan sunusu yapan
girişmeydi.
Karşılıklı sunu koyan karmaşık girişmeler, geleceği olan süreçleri
ortaya koyacaktı. Uygarlığı ortaya koyacaktı. Karşılıklı olan sunu seremonileri;
karşılıklı düzenli ve zorunlu yapılan sunu işleri oldular. Böylece bu girişme sunu
yapan gruplarına; sunularını her bir gruplar için de ürettirir oldular. Bu
yalın seremonili ilk süreç girişmesi şimdi “birbirlerinin ürettiklerine karşılık
olan değiş tokuş bilinci içindeki üretim ile devamlılık çevrimine neden olmuştu”.
İşte karşılıklı yapılıp, değiş tokuşu olan bu işlerle, bu
süreç; yüz yüze temasların da başlangıcı olmuştu. Artık gruplar düzenli olukla,
birbirleri için "farklı kullanım değeri olan totem ürünlerini de ürettiler".
Bu girişme ilkteki armağan sunma bilincini aştı. İlerde oluşacak ittifakların
da, ekonomini de temeli olacak girişme ile İlk kes bir totem grup kendileri
dışındakiler için de üretmenin bilincine vardılar.
Uzaktan temas sırasında grupların kendi sosyal organizeleri vardı.
Bu organize oluş içinde grupların kendi totem meslekleri olan işleri vardı. Bu işin
bir oluşu vardı. Özgün bir eylem türü vardı. Yine bu totem meslekli işin özgün
bir anlaması, anlatımı, mantığı ve araç gereç kullanımları vardı. Bu araç
gereçlerin özgün isimleri vardı. Totemi işin sırayla ve zamana bağlı olukla
yapılan özgün aşamaları anlatan adları vardı. Kısacası bunca yıl yalıtımla
olmuş grupların karşılaştıklarında; her biri kendilerinin olan farklı bir totemi
iş ve oluşlarıyla, sosyal düzenlenişlerini ifade eden farklı dilleri vardı. “İttifak
yapıp girişen grupların totem meslek dilleri, birbirine yabancı dil olmanın
özünü de oluşturuyordu”.
Bu nedenle yabancı dil etkili anlaşmazlık, uzaktan temasa kurmaya
bir zorunluluk gibi görünse de; uzaktan temas etme girişmesi dil bilmeme olan
zorunluluktan ötürü değildi. Uzaktan telepatik yol ile anlaşma; yamyamlığa
uğrama çekinceli bir durumla ortaya konmuştu. Yani yamyamlıktan sakınma çabası,
grupların ilkteki temas etmekten kaçınması kadar, olması gereken zorunlu bir
ilk adımdı da.
Bir nedenli değişme, akıl almaz nedenli değişmeler organizesini
doğuruyordu. Yamyamlıktan korunmanın gayreti olan uzaktan temas tekrarları
bilinci karşılıklı ürün takasını ortaya çıkardı. Uzaktan gözlemle, uzaktan
iletime ile yapıla girişmeler başka biçimde yansımalar vermekle de anlamlı
olmaya başlamıştı. Anlamlı yansıması olan bu takaslar sırasında yapılan eylemler
hıfz edildi. Figürler zihne kazındı. Pandomimler ileti dili oldu.
Kısaca hem uzaktan temas eylemleri; hem de takasla olan
süreç eylemleri sentez oldu. Sentez ritüelin içi bu nedenle şimdilik iki
aşamalıydı. İlk aşama uzaktan iletilmeli figür eylemlerdi. İkinci aşama yan
yana gelişteki selamlaşma ve fiziki temas eylemli figür ve dil süreçleri olan
müktesebatlardı. Tapınak alan süreçleri yakınlaştırmıştı. Tapınak alan gruplara
ait süreçleri iç içe giriştirmişti. Temas eden yapıların sosyal düzenlen imli meslek
dilleri karşısındaki temas; ikinci bir kuşdili olay sürecini yaşadı.
Bu süreç ilk ön ittifakların doğum sancılarıydı. Kısacası
tarihi sürecin ön evresindeki düşman komşular ile olan bu düşmanlıkları
nedeniyle gruplar kendi bölge sınırlarında içinde dolaşılmaz olan ve içinde
eylemlerini durdurun, bir kesim alanları oluşmuştu. Tarih sel sürecin totem
meslekleri gibi bir süreç durum olanağını, gruplarının önüne koyması; bu kesim
alanlarına yeni bir işlevseli durum kazandırdı. Bu yeni işlevsellik içinde kesim
alanlarının güvenli yer olması geleneği olan zorunluluk içinde güvenli yer olma
vurgusu daha bir ön plana çıkmıştı.
Kesim yerleri, kendi içindeki eylemleri sıfıra yakın
değerlerde durdurmakla birlikte bu yerler tehditten arıtılan güvenli yer olukla
ortaya çıkmış, bir boşluk devinim alanıydı. Kesim yerlerinin bu yeni beliren ikinci
anlamı da, tapınak işleviydi. Kesim alanı gruplar arası eylemsiz alan olmak
yerine, yine aynı güveni vermek kaydıyla önce uzaktan; sonra da yüz yüze
temaslarla olmanın eylemlerini başlatan alan olmuştu.
Tapınaklar şimdiki anladığımız gibi ibadet yerleri değildi.
Ve hiç bir zaman da tapınaklar ibadet yeri olmakla ortaya çıkmamışlardı. Şimdiye
kadar tapınağı ibadet yer oluşla anlama koşullanması içinde olanların anlatılan
tapınak kavramını pek pek içlerine sindirecekleri kanısında değilim. Zaten bu
süre itibarıyla tapınak içine konacak ne bir tapacakları vardı. Ne de böyle bir
şeyi, böyle bir yerin ikamesi içine gözetir olacaklardı. Totem tapınılan bir
şey değildi. İlkti bir düzenlenin kural ilkesiydi.
Kesim bölgeleri uzaktan gözetimle ilk temas ve anlamlı bir
ilk iletime işlerinin kurulduğu yerlerdi. Artık kesim yeri tehdit yeri
olmaktan; hareketsiz sükûnetli yer olmaktan çıkmıştı. Yine esen yurdu olma ve
yamyamlığa karşı mesafeli bir barış içinde olmanın tapınak söylemli imgesini
oluşmaya başlamıştı.
(
Kesim Bölgesi 2 başlıklı yazı
Bayram KAYA tarafından
8.08.2017 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.