Sır tutabilir misiniz?


Ben de…


Sır, kimsenin bilmemesi gereken demektir. Güven kazanmanın ilk şartı elbette budur. O yüzden eğer sır tutamıyor ve paylaşmaktan daha çok keyif alıyorsanız kime söyleyeceğiniz çok önemlidir. Bilirsiniz “Söyleme sırrını dostuna, dostunun dostu vardır, o da söyler dostuna,” diye uyarılar, “İki kişinin bildiği sır değildir” gibi kesin yargılarımız vardır.


Hz. Ali “Sır saklamak, bir irade imtihanıdır. Bu imtihanı kazanmayan hayatta hiçbir imtihanı kazanamaz,” buyurmuş.


Hayatınızda bir sürü küp görmüş olabilirsiniz, turşu küpü, akıl küpü, altın küpü…


Bir de sır küpü var, yani ben…


İnsan, her gün yeni bir şey öğreniyor, öğrenmiyorsa günü boş geçmiştir demektir bilirsiniz.  Peki, ben sır tutmayı nasıl öğrendim? Acı bir tecrübeyle…


Benim sır küpü olmamın hikâyesi şöyle;


Yıllar önce aile bireylerimiz yine bir tatilde babamın köy evinde toplandık. Her zaman bütün kardeşlerin bir araya gelmesi mümkün değil elbet. O gün ablam, ben ve en küçüğümüz Eyüp var. Eyüp İstanbul’da tıp fakültesi birinci sınıfta okuyor ve o zamanlar dizüstü çok pahalı. Babam buna rağmen ona taksitle bir dizüstü almıştı. Daha borç bitmemişti. Emekli adam, tıp kitapları pahalı ve diğer iki kardeşim de üniversite sonlarda…


Eyüp yanıma geldi ve sessizce “Abla sana bir şey söyleyeceğim, kimseye söyleme" dedi. Tamam dedim. “Bilgisayarımı satmak zorunda kaldım, kitap parası için. Babamı daha fazla zahmete sokup para isteyemedim" dedi. Beynimden vurulmuşa döndüm. Üzüldüm. "Keşke haberimiz olsaydı" falan dedim ama üzüntüm hemen yüzüme yansıdı.


Akşam o zaman tek odalı olan bağ evimizdeki uzun odada oturduk televizyon seyrediyoruz. Fakat herkes ekrana bakmasına rağmen aslında babamın aklında yarın sulanacak bağlar, annemin aklında nereye ne eksem düşüncesi ablamda çocuklar köyde sıkıldı eve dönsek mi fikri var. Eyüp ise malum… Elinin birini yanağına koymuş izliyor gibi yapıyor arada yüz mimikleri senaryoya göre şekil alıyor. Tatil gibisi yok ama o köye gelirken de zor okulunun stresini yanında getirmiş.


Birden annem sessizliği yarıp yüksek sesle Eyüp’e seslendi.


“Üzülme oğlum, canın sağ olsun, baban bir daha alır!”


Cümlenin anlamını kavramam, özet çıkarmam ve sonucu tahmin etmem uzun sürmedi. Yıldırım hızı dedikleri bu olsa gerek. İşte o an… Mahvolduğum andı. Anlatamam.


Eyüp’ün aniden başını bana çevirmesi ve gözlerindeki “Niçin söyledin abla?” sorgulaması ile beni öldürdü.  Ne diyeceğimi bilemedim.  Kem küm bile demedim ağzımdan iki üç kelimelik bir savunma cümlesi çıkarken gözlerim ablama döndü:


“Ben sadece ablama söylemiştim.”


Ablam da aynı durumda kendini savundu:


“Ben sadece anneme söyledim…”


Eh, annem… Annem o saate kadar en yakınına, eşine yani can yoldaşına söylememiş olabilir mi? 


Olamaz!


“Tabi oğlum… Canın sağ olsun,” diye onayladı, babam… İnsan ailesinden bir şey saklar mı?


 

sır saklamak ile ilgili görsel sonucu


O gün olanlar yıllarca peşimi bırakmadı. Ne zaman biri bana sır verecek olsa “Bilgisayar meselesine dönmesinde” diyerek güldü. Fakat ben öyle büyük bir ders almıştım ki inanın sır saklamada rekor kırdım. Haliyle o günden sonra duyduklarımı kendime bile söylemeden unuttum ve sır küpüne döndüm.


Ve bu insana öyle huzur veriyor ki…


“En büyük emanet sırdır” alt başlıklı bir polisiye roman yazdım.


Oradaki olayın bu konuyla ilgisi yok tabi. Bu arada eşimin bir arkadaşı var biri sır verecek olunca “Bana sır falan vermeyin, tutamam” dermiş, öyle de dürüst olmak lazım. Tutamayacaksınız almayın kardeşim…


Velhasıl… Artık ser verir sır vermez haldeyim o günden beri…


Bu arada Hz. Mevlana kendisiyle bütün sırlarını paylaşan kişinin kendisine hiç sır vermediğini söyleyip sitem edince “Sen daha kendi sırrını tutamıyorsun, benimkini nasıl tutacaksın?” der.


Eeee, karar sizin…


 

sır saklamak ile ilgili görsel sonucu


Ne sormuştum?


Sır tutabilir misiniz?


Ben de…

( Sır Küpüyüm Maşallah başlıklı yazı F.Ç.Kabadayı tarafından 8.08.2017 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.