Büyülü sesler dünyasında bazıları tanıdık gelir bize. Yılankavi yollar birbiriyle kolkola girmiş çağırıyorlardır ötelere. Çok ötelere. Alıştığınız semtin bildik doğası, etrafınızı saran tellere dönüşür o zaman. O sese kulak vermek istersiniz. Verirsiniz.

          Geride selamet dileyenler olsa sadece, dersiniz. Hakkını helal edenler, iyilik dileyenler, dua edenler… Ama gitmeniz birilerinin yüreğinde ince bir sızı bırakabilir. İşte o zaman zorlaşır her şey. Çağıran yoldan da gitmek isteyen bünyenizden de kuşkuya düşersiniz. Zemin koyudur, kaygan değildir belki ama geri dönüşsüzdür.
           
       Ayakları yere bassa keşke her düşüncemizin. Her duygumuz bütün kar zararları hesap edip öyle yer açsa kendine. Yollar çağırmadan önce gösterse gidilecek yeri. Ama kör tarifidir bundan sonra her şey. Cebinizde soluk yüzlü bir bilet, sırtınızda çanta, kısık gözlerle şöyle dersiniz: Daha güzel olması için bu gidiş; herkesin, her şeyin…

       Müziğin akışı değişir zihnimizde, insanların sesi, bakışı değişir. Her şeye bir yavaşlık siner yavaşça. Sanki sizin dışınızdaki her şey sesli düşünüyormuş gibi gelir. Etrafta tanıdık tek yüz kalmaz, aynadaki dahil. Tekrar anlamlandırmaya çalışırsınız. Kendinizi, var oluşu, gidişi…

       Aslında ağlamak istemezsiniz ama izin istemez yanağınıza düşen seri damlalar. Serseri yolun en seri yolcularıdır onlar. Ağlamak istemezsiniz, düşerler. Meteoroloji bahsetmemiştir sağanaktan siz de şemsiye almamışsınızdır. 

       Yalnızlık böyle zamanda iyidir işte. Bir dayanak olmaması insanı gerçeklerle daha bir coşkuyla yüzleştirir. Çukursa gittiğiniz yer, bütün aydınlığıyla seçersiniz. 
Vedalar sesli olmalı bence. Coşkuluysa bir roman müziği eşlik etmeli kıvançlı gülüşlere. Garip bir terk edi/li/ş ise hıçkırıklar yükselmeli cam gerilerinden.

       Vedalar var oluşlarını yansıtmalı tüm iklime. Vedalar elveda ise sarılmalar olmalı sımsıkı. Anlamlı gözler kaçırmalı kendisini kendisine çevrili gözlerden, alınlar öpülmeli, mendiller sallanmalı.

       Bir elvedası bile olmayan ayrılık olsa olsa kaçıştır. Hem de eğreti, kimliksiz, vatansız bir kaçış. Gidilen yer de ne olacağını bilmeyen biri için geldiği yerden de ne kaldığının bilinmemesi “bitiş” i resmeder apaçık. 

       Bitiş ise yolların ses sese verip çağırmasından ziyade, sona erdiklerinin göstergesidir.
 

( Vedalar başlıklı yazı HüseyinDURAK tarafından 8.08.2017 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.