Kırpmalı seğiren gözünü sisin,
Debdebeli vazgeçişlerin ölüme durduğu
Kayıp da ayıp terennümlerin
Takılıp bir yıldızın peşine
O yaz gecesinde.
Yazdan yaza sana yazıldığım,
Yazıp yazıp mısraları kementle
yakaladığım
O küçük çocuğun kulağına asıldığım
Bir yaz gecesi işte.
Şimdi kovuşturduğum kışları tek tek
nakşediyorum
Ve o yarım hikâyelerimi
Büyük bir özveri ile sevip de
Kazıdığım isimlerini tek tek üstelik…
Belki de tehir etmeliyim mutluluğu
yeniden,
Suslara bürünüp de giyindiğim aşkı
asaleten;
Büyütmeliyim,
Ruhumun yorgun tohumlarına da
Göz ucu baktığım belli olmadan
Tıpkı seni sevdiğim sayısız hutbe de
delalet iken
Aşkıma gıyaben.
Şimdi diyemediklerime kani olsan
Dediklerime de burun kıvırdığına emin
olup da
Kayıtsızlığın safında bir yürek
mesafesinde
Ellerimle kardığım hüznü nasıl,
Söyle nasıl yok edeceğim… demelerime
mani olma
Sen yine de; hem belli mi olur
Bir kez de ben doğarım şafak öncesi
Kıyamında ruhumun,
Tecrit edilmiş şu benliğimin de
Yorgun zerrelerine
Kimseler dokunmadan.
Hele ki adam boyu yalnızlığımda
Bir de boyutsuzluğumun yarıçapında
Teğet geçen kinayeleri de duymazdan
geldiğim
Bir yaz gecesinde
Yine kanadığım bir surede saklı
olduğumu
Bil sen en azından.