Tehir ettiğim cümlelerin özründe bir şatafat yine kimsesizliğin fikren ve zirken yanılsama yüklü olduğu.

Dokunaklı o kodaman hükümlerde, sığıntı bir mizaçsa dökülen serkeş yansımaları yine belirteci hicap ve hasret kadar da korunaklı onca solmaları solunuza bandığınız sonra da şiirleri ve şarkıları köle bildiğimiz.

Evrenin çakıl taşlarında düşkünlüğü yine dolduruşa gelip de bir mizansen kıvamında aczi yet addedilen.

 

 




Fecrindeyim söylenmedik kelamın,

Vakti öteledikçe, hüznü geçmeyen şarkıların

Fermanındayım yine bir ömür güncesi babında

Kayıt altına aldığım duygularım bir de

Göremediklerim gördüklerime biat

Teyelli özlemlerin tutulmuşken kayıp güftesi.

 

Islak, kaygan şiirleri zemin bildim bileli,

Kopup da geldiğim hatırat yüklü dünler dahi

Tükenmezin solgun gölgesi.

 

Dediklerimin nazarında bir buse tadında,

Yine yüreğin zikrinde tutuklu nidalar ötesi

Yolculuğun da ana vatanı şu iksir yüklü göğün

Derininde konmayı maharet bilmiş

Üç beş ölü kuş ertesi.

 

Andık analı aşkı,

Bandık banalı özlemi gecenin zifirine,

Karanlığın mabedi mademki gecikmiş bir temettü

Garip şiirler de mi bozguna uğradı?

Seğirten hecelerin soluksuz naşı

Yine terk edilmişliğin bam teli.

 

Kayalar ufaldıkça elemin hücumuna yenik düşüp de;

Patavatsız vedalar karaya çaldıkça

Gün doğmazdan önce

Bir de fıtratında gizem yüklü insanoğlu

Arakladıkça birbirinin sevdasını,

Cübbesinde ne saklı ola ki

Konmadan yürek en yüksek mertebesine

Dizginleri boşalmış rahvan cümlelerden

Kesmezken umudu.

 

Hazandan bahara ermek arşı-ı alaya çıkan o özlem,

Kayıtsız yürekler cumhuriyeti üstelik bilip bilmeden

Kaçırırken gözlerini mazlumun yüreğinden

Bir de safsata yüklenip gecikmişken mutlu nidalar

Şairin heybesinden saklı sırlardan ibaret bilinmeze

O yolculuk.

 

Sızıntısını ihmal ettim edeli matemin,

Sarı fiyongunda ağustos güneşinin,

Yine vebali ağır aşklara düşkün özne tadında

İhya edilesi ömürlerin de o dar penceresinde.

 

Şiirle beslenen kadınlara ve adamlara gösterdiğim ihtimam,

Bir hecede yerleşik ömür tadında

Yine pekişen güftelerin kırık tebessümü;

Lahitlerde örtülü sevdalar;

İbriğinde özlemin için için kaynayan

Kazanı içlik nizamlarda,

Hiçlik makamında çalmasından imtina ettiğim

Hangi sergüzeşt beste ise

Yine akşamın ılık tadı.

 

Ötelenen sevinçlerin de rasathanesinde

Bir yürek bir de umut ekili sair şiirde.

Gölgeler boyutsuzluğun,

Sevdalar aykırılığın,

Son turfanda kaykılmış cesaretim ile

Sığındığım ve sınandığıma dair şükrün

Nabzını tutan evrenden hallice bir serenat:

Yine pekişen özlemler can çekişirken,

Bir istila adına birikenleri de sunarken ellerimle

Üstelik batılın gizeminde,

Yüreğin yongasında bir metanet gösterisine dönüşen

Anlık isyanlarına tövbe etmek kadar da akla zarar

Bir töhmet yine peyda olan.

 

Zehir zemberek ahkâmların gücüne balta vuran

Üstelik seyri seferinde bir yılgı bir de ihtimam

Bazı bazı,

Hanidir konuşlu o titrek fecrine gönül koyduğum kadar

Sevmelere doyamadığım.

 

( Andık Analı Aşkı... başlıklı yazı GÜLÜMM tarafından 16.08.2017 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.