Aklıma
düşüyorsun
İçimde tazelenmiş
umutlar
Çiçeklenen ağaçları
seyrede seyrede
Biliyor
musun?
Dahice bir
fikir gibi geliyor seni düşünmek
Seni
düşünmek diyorum…
Hani hurma
ağaçlarının en son yaprağına uzanmak
Kuruyan
gazelleri avuç avuç rüzgara savurmak gibi
Dalların
yeşerip meyveye çiçeklenmesi
Kuruyan pınarların
yeniden akması
Görüyorsun
ya
Yeniden
doğmak gibi bir şey seni düşünmek…
Gözlerime b/akışın
geçiyor
Aklımın dalgalı
kıyılarından
Bu vakitlerde
ruhum bilirsin tsunami
Ayaklarımın
altında beş şiddetinde deprem provaları
Tabii ki yanında
yıkılıyor duvarlar
Bedenim sarsılıyor
Sarsılıyor gökyüzü
Duvarlar çatlıyor
Sanırsın binalar
ve ağaçlar gibi
Yerle yeksan
oluyor bakışların...
Güneşin
akşam vakti ölüşünü hatırla
Biliyor
musun?
Ölüm
yabancı değil gülüşlerime
Irak’ın
sokaklarında bir Türkmen çocuğudur
Suriye’nin
ortasında acının adı
Bosna’da
sarı saçlarından tutuşan genç bir kız
Filistin’de
evine ulaşamayan çocuklar
Mescid’i
Aksada nefessiz kalmış Müslüman
Görüyor musun?
Ölüm ne
kadar da yakın dünyamın ortasına…
Utancımdan
söylüyorum
Şükürsüz ,dilime
dokunan suları içeli çok oldu
Besmelesiz
açtığım kapılar
Helali
haramı sorgulamadığım lokmalar
İçimde cehennem
ateşinden şuleler
Fark
etmeden çok oldu
Anlıyor
musun?
Şeytanın
tuzaklarında salsa yaptığım zamanlar
Oysa salih
bir tövbe ve şükretmek yetecekti aldıklarıma…
Vakit gece yarısı
Ne varsa
akla gelmeyen
Dolaşıyor etrafımda…
Aklıma düşüyorsun
Dahice bir
fikir gibi geliyor seni düşünmek
Seni
düşünmek diyorum
Galiba ben her şeyi
Seni düşünürken
seviyorum…
Âdem Efiloğlu