Rusya'nın arıza bıraktığı şer artıkları
Petrol gibi akıyor Hazar Denizine…
Nece yağmurlar yağmalı, sürmeli balçıkları
Elçibey’in ülküm dediği, yeni nesiller vurmadan dizlerine!
...
Göl deniz gibi, dalgasında enerjisi-göz kırpışları
Baharat gibi içime çektikte doğuruyor hapşırışları
Merkezde ki modern binalar hayat verir değişime
Yeni Baküye
...
Astroloji çeşmesinde bazı burçlar yorulmuş akmaktan
Başına geçipte nece hayalleri dinleyip, yakmaktan!
On, on beş adım ötede yere paralel uzayan ağaç
Kimleri dinlendirmiş bu görüntüye bakmaktan!
Hala uzayıp gidiyor, fakat nereye kadar?
Taş binaları mı, tarihi mi itecek, yoksa başka bir şeyi mi
…
Sanki geçmişe çivi gibi çakılmış lambalar,
Her yer pırıl pırıl, gölgesinde insanlar gülmüyor mu ne!
…
İlim, şair adamı heykeller bakar gibi somurtkan babalar
Uzaktan, ta… Orta Asyadan, kurtlar mı uluyor ne!
…
Kim bilir kaç mevsim beklemiş umutları, olsa da çabaları
Geleceğe yazılmış mektupları mı soluyor ne!
…
Nizami Gencevi’nin Mecnunu kader, kalp çölleşiyor mu ne!
Leyla’nın gözyaşı Hazar Denizine düşmüş, dalgalara el mi sallıyor ne
…/
O gözyaşı aşkla düştükçe Türk dünyası birlikte ağlar
Dizlerine el vurur da, başlarına kara yazmalar da bağlar!
Balam, türküsüne nağmeler düştükçe, özünde Kabe’ye dönüyor
Kalbim yüz sene öncesinin Bakü’sünde yine çağlıyor mu ne!
…/
Sen diril yeniden, ey Azerbaycan
Bize rehber ol, yoluma yoldaş, can!
Ne kadar yıkansa ten, değişir mi kan
Seyyid Yahya Baküvinin duası yeter…
Saffet Kuramaz