Bir tren çığlığı böldü düşlerimizi



Nikahlansak ta her ne kadar 
Zemb ile zuhurla
Hayat bizi hep boşadı güzellikten 
Ağarmayan tanların ertesi gününde bıraktı
Öylesine çaresiz 
Arsız ve kanarcasına

Oysa biz hep yağmur kokan coğrafya’nın
Kar ile harmanlanmış çocuklarıydık
Dal gibi yeşermiştik zifirin gölgesinde
İstabul kadar yorgun
Dünya gibi yıpranmış
Ve hiç avutulmamış birer ağıttık 
Sevdiğini yitirmiş genç bir kızın dudağında

Ne ara büyüdükte yandı bağrımız 
Ne ara ayrılık şarkısı mırıldandı dilimiz
Ne ara tünedi hayatım gam yükü üstümüze
Neden peki bedendeki bu yorgunluk 
Nerden bulaştı yüreğimize bu sevda 
Ve aşk acıları 
Asrın bütün korlarına maruz kaldı sinemiz 
Kirlendi gözlerimizde kocaman gök yüzü

Oysa ben maviyi severdim 
Renkler gözümüzden kararmadan önce 
Ali yeşil
Emre sarıyı 
Ozan beyazı
Ben göğe sevdalıydım gecenin yıldızlı mavisine
Ali’nin bütün düşleri murad almaktı en yeşilinden 
Emre’nin güneş tutkusuydu sarı
Genliği ve ölümü unutmasın diye
Ozan’ın yüreği masumiyet kokardı en beyazından

Büyüdükçe yitirdik bizim olanı
Büyüdükçe yitirdik saflığımızı
Büyüdükçe ayrıldı yollarımız
Şehirler arası otobüs terminalleri pakladı sancılarımızı
Gecenin kötülüklerini içinde barındıran 
O en sarhoş yürek boşluklarında
Sabahın şerrine çanak tutan
Gün yüzü görmemiş sancılarımızı

Ondandır belki 
Nikahlanmak istesekte her ne kadar
Zemb ile zuhurla
Bir tren çığlığı böldü düşlerimizi
Bir yalnızlık istasyonunda
Ellerimiz sevdaya daha merhaba demeden 

Mehmet Kılıçel
( Bir Tren Çığlığı Böldü Düşlerimizi başlıklı yazı M.Kılıçel tarafından 31.08.2017 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.