Güle düşmüş gönül gülden habersiz... 


Bir güle düşer gönül,zülf-i yâre dokunur 
Kaç fırtına bağrında sükun bulur bilinmez. 
Mecnuni kitaplarda menkıbesi okunur 
Bin yıl geçse aradan esamesi silinmez 

Bir güle düşer gönül, giyer aşk libasını 
Umut kınası yakar,gizler hicran yasını 
Sırrını faş eylemez, saklar haslar hasını 
Günbegün gam doldurur,içer,şükür tasını 

Bir güle düşer gönül,düşünmeden el ne der 
Yârden bihaber geçmiş,bunca yıl olmuş heder 
Aşığa haz verirken elem,çile,dert,keder 
Bilinmezki kaç semâh,dergâhında aşk eder... 

Bir güle düşer gönül, incitmeden hârını 
Akıl firâr eylerken yağmalatır varını. 
Beden mesken tutunca şol hasret diyarını 
Yokluğa elenirde duyan olmaz zârını 

Bir güle düşer gönül,son sefere çıkmadan 
Sabır kulelerini isyân seli yıkmadan 
Kaşlarını çatmadan dişlerini sıkmadan 
Eyvallahı hazırdır tesbih eder bıkmadan 

Bir güle düşer gönül,bahta yazılmış yazı 
Mevsim nevbahar olur biter dünya ayazı 
Hüzün kuyularında demlenirken niyazı 
En büyük pâyesidir ,yârin sitemi,nazı 

Bir Gül’e düşer gönül,sızı artar demadem. 
Hançer olur saplanır gözünde gördüğün nem. 
Bigâne gibi durur sürmez yareye merhem. 
Medet Şah-ı gülistan,can erir dirhem dirhem 


Ahmet İslamoğlu
( .....düşmüş başlıklı yazı günahii tarafından 12.09.2017 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.