Bir müddet Pati'yi izledim, daha sonra yetkiliden - Kediyi kucağıma alıp sevebilir miyim? diyerek onayını aldım ve minik kediyle oynamaya, her hareketini izlemeye, yumuşak ve uzun tüylerini okşamaya başladım. Barınaktan kurtarılmayı bekleyen kedileri seçme şansı elde ne kadar varsa o, bu sokak kedisi de olabilir, sokağa bırakılan, evden kapı aralığından kaçan cins kedilerde. Amaç elbette sahipsiz kedileri yuva sahibi yapmak. Bunun yanı sıra Danimarka kron karşılığı olan Türk parası 500 tl vermek zorunlu, kısırlaştırma, aşı, kedi kartı vs. Kararımı vererek bu kediyi almak istiyorum dediğimde. Barınağın şefi hanım - Ancak 3 gün sonra dedi, biraz tepki göstererek - Neden, öyle yada böyle, kolaylıkla bir kediye sahip olamıyoruz ki? Biz barınağın yolunu adeta komşu evi yaptık!  Son bir ayda defalarca ne çok geldik,  alacağımız kediyi evimize götürmek istiyoruz ama bir türlü bize nasip olmuyor? Yetkili - Çünkü, kedi 5 gün önce kısırlaştırıldı, en az 3 gün iyi gözlemlenmesi gerek dolayısıyla 3 gün sonra verebiliriz. Oğluma rica ederek - Evde, annem ve biz büyük bir ihtimam göstererek kediye bakacağımızı, lütfen rica ediyoruz, parasını verip kağıt işlemlerini yapamaz mısınız? Bunun üzerine şef hanım yarı tebessümle - Gözlerinizde ki hayvan sevgisi açıkça belli, neredeyse tüm hayvanları da sahiplenecek kadar, biliyorum burada 'ev satmıyoruz' ama prosedür gereği işlem bu ! 

O bir an var ki size anlatamam! Kafeslerin içinde onlarca irili ufaklı kedinin heyecanla adeta beni de dışarı çıkarın, der gibi miyavlayıp göz bebeklerinin büyümeleri! Dayanamadım, tabi yanaklarımdan yaşlar süzülmeye başlamıştı. 

Prosedür gereği; Kedinin sigortası, kağıt kürek işlemleri derken 1000 TL yi (helal olsun) vermiştim. Yanımızda getirmiş olduğumuz kafes tarzı, taşıma çantasını, elimden alan yetkili - Siz oturun tatlı kedimizi kedi kafesinin içine koyup getireyim. Yavru kediyi ayağımın dibine koyan hanım şef - İmzanızı atmadan önce, kedinin cinsi, doğum tarihi, adınız, adres ve telefon numaranızı birde kedinin isminin ne olacağını yazacağım, sonra size sadece eve gidip, onunla sevgi yumağı olmanız kalıyor deyip gülümseyen hanıma. Ben - Eyvah, aklımda ki isimler bir birine karıştı, böyle anlarda da insanın aklı karışıyor, oğluma bakarak - Aklına gelen kedi isimleri neler dediğimde. Tebessümle karşılık veren oğlum, saydıkça sayıyordu - Karamel, Paspas, Kınalı, Mırmır, Yumak, Cingöz, Tırmık, Pişmaniye! Birden ayağımın üzerinde yumuşacık bir dokunuş hissettim. Patisini kafes aralığından çıkarıp beni kucağına al der gibiydi. - Tamam, buldum kızımızın ismi Pati olsun dediğimde Şef - Değişik, fakat bir o kadar da sevginin eli, o patileri sizin elinize bırakıyorum. Son olarak size kedinin koynuna takacağınız küçük bir muşambadan yapılan önlük vereceğim, kesinlikle iyi bakacağınızdan kendim gibi eminim deyip bizi sevgiyle uğurlamıştı. 

Öyle ki, kedimizin her ihtiyacını evimizde karşılamış, battaniyesine kadar hazırlığını yapmıştık. Kuru mama, kedi kumu ve tuvaleti ayrıca tuvaleti için minik kürek, uyuması için peluş sepet, kedimizin uzun tüyleri için bakım tarağı, başının ağrımaması için kedi çimi, tırnaklarını güçlendirmesi için hasırdan değişik türde kedi paspası ve dahi aklıma gelmeyenler niceleri :)  

Ev halkı olarak kedimizi çok sevmiştik, ama ne olduysa ertesi günden sonra oldu. Kedimize o muşamba önlüğü barınakta, yetkili hanım takmış en az 3 gün çıkarmamamız açısından bizi uyarmıştı. Kedinin çişi geldiğinde onu tuvaletinin yanına götürmüş kumun içine bırakıp çiş yapmasını beklemiştim. İlk günü atlattıktan sonra Pati tuvaletini yapmaya alışmıştı, ertesi yani 2. gün erken uyanıp kediyi kontrol ettiğimde, muşamba önlüğünde kedi pisliğinin az da olsa bulaştığını gördüm. Patinin önlüğünü çıkarıp yıkadım ve bir kaç saatte olsa önlüksüz dolaşması için kendimce izin verdim. Keşke önlüğü yıkamayıp sadece silseymişim. Çıkardığım önlük, sevgili kedimizin bir ay karnında iltihaplanmasına sebebiyet verdi, kendi kendime kızarak - 3 gün daha sabır gösterseydin, ne ev halkı, ne de minik kedimiz üzülecekti. O bir ay boyunca kendimi suçladım dolayısıyla kendimde eziyet çektim. Bu zaman zarfında özel ihtimam göstererek, her ihtimale karşı Pet shop'tan her ihtimale karşı 2. bir önlük aldım,  kedimizin çiş yapacağı saatleri tahmin ediyor, onu ne zaman tuvaletine götürüp bıraksam, çişini yapıyordu. Muşamba önlük kedimizin yarısı kadar olunca ayaklarına dolanıp boynundaki ipi gevşetiyor, minik ayağının birini gevşettiği ipten geçirip kendisini boğacağından çok korkmuştum. Çünkü bir kez aynı şekilde onu kızım gece yarısı boğulmaktan kurtarmıştı. - Nasıl oldu diye sorduğumda. Kızım - Banyonun kapısı açık olmasına rağmen, Pati acı ile miyavladı, bende kontrol etmek için kalktığımda, tuvaletinin içine girememiş, tek patisi normal fakat diğer patisini boynundan geçirince karnındaki derin olan yarasını, kendi tuvaletinin kenar kısmına değerek acıtmış, kucağıma alıp baktığımda dikişi açılmış tuvalet kağıdı ile yarasını sildiğim de hafif kan lekesi vardı. Hiç durur muyum ertesi günü zor ettim, barınağa telefon ettiğimde. - Hemen getirin, iğne vuralım dediler, akabinde küçük hanımı götürüp iğnesini yaptırdım. Bir hafta sonra Pati iyileşti de çok şükür hepimizde derin bir nefes aldık.
( Evimizin Neşesi Pati Hanım başlıklı yazı GülsenTunçka tarafından 20.09.2017 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.