Evlerimizde asırlar önce ne elektrik, ne de elektrik ampulü vardı... İşte o
zaman mum, en büyük dostu idi insanların. Odaları, salonları, holleri, o
aydınlatırdı... Mum ışığı ve ay ışığı güzel bir ikiliydiler, geçmiş zamanların
yoksul ama onurlu, sevecen, gururlu hanelerinde...
Cumhuriyetin kurulduğu sıralarda büyüyen amcalarımız, teyzelerimiz, yokluk
zamanı mum ışığında ders çalışıp çok yüksek makamlara nasıl geldiklerini biraz
hüzünlü, biraz da gurur ile anlatıp dururlardı... Yurdun o zaman ki gerçekleri
idi bunlar... Cumhuriyetin ilk yıllarında ve sonrasında yurdumuzda çok elektrik
kesilmeleri olurdu... Elektriğin tatile çıktığı zamanlarda, babalarımızın,
annelerimizin imdadına beyaz beyaz mumlar Hızır gibi yetişirdi...
Eğer ki sevdiğiniz ile romantik bir akşam yemeği yemek isterseniz, renkli
renkli cafcaflı mumlarda hemen sizin yardımınıza koşacaktır. Hele bir de paraya
kıyıp kemancı da ayarlanırsa, sevdiğinize o anda hem yüreğinizi hem de ruhunuzu
ardına kadar açabilirsiniz... O mumların ışığında sevda sözleri de yüreğinizden
dökülüp sevgilinizin ruhunun derinliklerine kadar işleyecektir...
Bir de türkümüz var değil mi? Hani eskilerden İbrahim Tatlıses'in meşhur ettiği
''Bir mumdur, iki mumdur, üç mumdur, dört mumdur, on dört mumdur.'' diye
sözleri devam eder gider... Elazığ İlimizin Çayda Çıra oyununda ki mumları da
anmadan geçmeyelim. Eski bir folklorcu olarak onları da yazımda anmış oldum...
Mum Tutturmak, diye de bir deyimimiz var. Bir iş yerinde ya da askerde
disiplinli komutanların ya da amirlerin yaptığı davranış kalıbı olarak da
adlandırılır...
Eski Çağ Filozoflarından Konfiçyüs ''Karanlığa küfür edeceğine kalk da bir mum
yak.'' demiştir. Mum nasıl bulunduğunuz yeri aydınlatırsa, sizi de aydınlatacak
olgu, aslında okumak ve bilgidir. Siz okuyarak bilgi ile dolarsanız,
aydınlanırsanız, içinizde ki ışık ile çevrenizi de aydınlatmaya başlarsınız...
Yine Hazreti Mevlana ''Bir mum diğer bir mumu tutuşturmak ile ışığından bir şey
kaybetmez.'' demiştir. Bir de ''Mum dibine ışık vermez.'' diye çok manidar bir
atasözümüz vardır. Onu da şöyle açıklayalım izniniz ile... ''Konumu ve yapısı
gereği etrafına ışık saçan mum, kendi dibini aydınlatamaz. Güçlü kişiler de
uzaktakileri kollayıp kayırdıkları ve çokça yardım yaptıkları gibi kendi
yakınlarına o kadar fayda sağlayamazlar. Çünkü onlar her şeyden önce
çıkarlarını düşünen insanlar olmaktan uzaktırlar.'' Yüreğinizdeki ve
gönlünüzdeki ışıklar dileyelim hiç sönmesin...