Don  Barbarghi,  kısa  sürede  takur  Baharat  ve Takur  Sivay'ın  adamlarını  helak  eylemişti.  Onlar  köy  meydanından  kaçarlarken  bir  tepenin  üzerine  çıktı  ve  başladı  dansa

Mert dayanır namert kaçar, 
Meydan gümbür gümbürlenir. 
Şahlar şahı divan açar,
Divan gümbür gümbürlenir.

Yiğit kendini övende 
Toplar menzili döğende 
Kılıç kalkana değende 
Kalkan gümbür gümbülenir.

Ok atılır kal'asından 
Hak saklasın belasından 
Köroğlu'nun narasından 
Dağlar gümbür gümbürlenir.

ADEM-  Abi  tamam  da  Köroğlu  ne  alaka?
BEN-  Yahu  karıştırma.  Ha  Köroğlu,  ha  Biberoğlu.
ADEM- Biberoğlu  ne  alaka?
BEN-  Of  Adem  offff.  Ömrümü  yedin,  ömrümüüü. 

Dor  Barbarghi  ve  adamları  takur  Baharat ve  Takur  Sivay'ın  adamları  karşısında  net  bir  zafer  elde  etmişlerdi. Bunun  üzerine  Don  Barbargi  adamlarına  emretti:

Haydi zafer  kutlaması  yapalım.  Tanklar  atışa  başlasın.

Tanklar  atışa  başladı  tabii olarak.  Lakin  tanklardan  fırlatılan  güllelerden  biri    tam  olarak  Meera'nın  odasındaki  Jalaladdin'in,  bir  diğer gülle  de  Hadjı  Moj-Ella  Prakash'ın  kafasına  isabet  etti.

ADEM-  Eyvah  !  Abi  ana  oğul  ikisini  de  öldürdün  ya  sen.
BEN-  Yok  ölmediler.  Hint  Filmlerinde  kafasına  gülle  de  düşse  insan  en  fazla  biraz  sersemliyor.  Ölme  denen  bir  şey  yok.
ADEM-  Allah  Allah...İlginç..

Jalalaaddin  ve  anası  Moj-Ella  Prakash,  üzerlerindeki  tozları  silkeleyip  ayağa  kalktılar  ve çılgın  bir  dansa  başladılar:

Giderim kırağınan (lili halili halili fincanlım)
Gül yoldum orağınan
(lili şanguk şerili güllük perili silfanlım)
Gül mevsimi tez geçer (lili halili halili fincanlım)
Kavuşak sağlığınan
(lili şanguk şerili güllük perili silfanlım)


Giderim dur diyen yok (lili halili halili fincanlım)
Kebab oldum yiyen yok
(lili şanguk şerili güllük perili silfanlım)
Ayrılık gömleğini (lili halili halili fincanlım)
Benden başka giyen yok
(lili şanguk şerili güllük perili silfanlım)

Giderim gidişimdir (lili halili halili fincanlım)
Yollarım ibrişimdir
(lili şanguk şerili güllük perili silfanlım)
Eğil bir yol göreyim (lili halili halili fincanlım)
Belki son görüşümdür
(lili şanguk şerili güllük perili silfanlım)

ADEM-  Abi  bu ne  ya?  Bunlar    ne  söylüyorlar  böyle?
BEN-  Kafalarına  top  mermisi  düştü  oooluum.  Ne  söylediklerini  biliyorlar  mı  ki?  

Dans  bittikten  sonra  Don  Barbarghi,  takur  Sivay'ın sakallarına  yapıştı.

-Sen  haydi  ufaktan  ufaktan  ikile. Meera'yı  da  unut.  Onu  Jalaladdin'e  alıyoruz  biz.

Takur  Sivay  anında  toz  oldu.  Daha  sonra  Takur  Baharat'ın  ensesinden  yapışan  Don  Barbarghi  kibar  bir  şekilde  onu  da  kızı  Meera'yı,  Jalaladdin'e  vermeye  ikna  etti.  Artık  Jalalaaddin  ile  Meera'nın  evlenmesi hususunda  hiç  bir  engel  kalmamıştı.

Köy  meydanına  yeni  bir  masa  kondu . Masanın  bir  başında  bir  imam  ve  bir  Hidu  rahip, öteki  başında  nikah  şahidi  olarak  Don  Barbarghi  ve  sağ kolu  Al Kapoon,  ortada  ise  Jalaladdin  ve  Meera  oturmaktaydı.  İmam  ve  rahip  aynı  anda  Meera'ya  sordular  önce:

- Kızım !  Sen  şimdi  bu  Jalalaaddin  denen  herifi  koca  diye  kabul  ediyor  musun?

Meera  heyecanla  bağırdı:

-Eveeetttt.

Aynı  soru  Jalaladdin'e  sorulduğunda  o  hüzünlü  bir  şarkıya  başladı:


Nikahına beni çağır sevgilim 
İstersen şahidin olurum senin 
Bu adam kim diye soran olursa 
Eski bir tanıdık dersin sevgiim 
Hayaller kurardık biz yıllar önce 
Hiç yoktu hesapta ayrılık bizce 
Bilirsin ne kadar görmek isterdim 
Beyazlar içinde seni öylece .

Moj-Ella  Prakash  heyecanla  ayağa  kalktı.  

-Jalalaaddin  saçmalama.  Bu  senin  nikahın.

Ama  Jalaladdin  annesini duyacak  vaziyette  değildi.  Zavallım  o  kadar  çok  darbe  almıştı  ki  kendi  nikahının  kıyıldığının  farkında  olmayıp  olayı  Ümit  Besen'e  bağlamış,  devam  ediyordu:

Garibin biriysem sevemezmiyim 
Aşkla karın doymaz diyen benmiyim 
Şimdi çok zenginsin ben ayrı garip 
Sana bir buket gül veremez miyim 
Nikah masasına oturdun işte 
Dayanmak çok zormuş böyle sevince 
Sana mutluluklar sözüm kardeşçe 
At artık imzanı git biran önce.

Bu  acıklı  şarkı  karşısında  Meera da  daha  fazla  dayanamadı  doğal  olarak.  O  da  başladı  dansa.

Garabaş goyunumu güde güde getirdim (hopdeyyy)
Getirdim de gabardıcın  dibine yatırdım
Ayşem sağdı ben bakırı götürdüm
Ablası gözel gendi karabaş koyunum

Çöz de al Mustvali çöz de al
Çöz de al Mustvali çöz de al

Aşar isen karlı da dağları aşalım
Geçer isen tozlu da yollara geçelim
Çeker isen güzel de gahrı çekelim
Çirkinlerin gahrı çekilmez güç olur

Çöz de al Mustvali çöz de al
Çöz de al Mustvali çöz de al

ADEM-  Abi,  Mustvali  kim?
BEN-  Ne  bileyim  yahu  kim.
ADEM-  Meera  neden  Mustvali  diyor  o  zaman?
BEN-  Ya  Adem, bu  basit  ayrıntılara  neden  bu  kadar  kafanı  takıyorsun  ki.  Neticede  kızın  odasına  iki  tane  top  güllesi  düştü.  O  da  biraz  etkilenmiş  olamaz  mı?
ADEM-  Haa  anladııımmm.  Ondan  diyorsun  yani. Neyse...Orayı  anladım  da  şu  güğüm  olayına  nasıl  bağlayacaksın hâla  onu merak  ediyorum.
BEN-   Ne güğümü?
ADEM-  Abi,  ''Meera'nın  Güğümleri  Kalaylı '' diye başlık  attın  ama  ortada  ne  güğüm  var  ne  kalay. 
BEN-  Valla  ben  de  onu  düşünüyorum  kara  kara.  Bakalım  gari.  Bulacağız  bir  şeyler. Hem  sen  benim  yardımcım  değil  misin?  Biraz  da  sen  düşün.
ADEM-  Abi  resmen  beynimi  yaktın.  Bende  düşünecek  kafa  mı  bıraktın?
BEN-  Mızmızlanma.  Düşün  biraz. 
MOJ-ELLA  PRAKASH-  Bana  bir  dans  daha  yaptırmayın  da  ne  halt  ederseniz  edin.  Yoruldum  ayol. 
BEN-  O  konuda  garanti  veremem.  Hem  oyuncular  senaryoya  karışmasın  lütfen. 

Herkes  kendince  bir  şeyler  çalıp  söylediğinden  nikah  kıymak  için  gelen  rahip de ortama  uydu  ve  Hintçe  bir  ilahi  patlattı:

Kehte hain khuda ne is jahan mein sabhi ke liye-----Yardımcı  olmaktan  mutluluk  duyduğumu  söylemek için  özür  dilerim
Kisi na kisi ko hai banaya har kisi ke liye-----Nereden  talep  edeceksin?
Tera milna hai us rab ka ishara maano------Benimle  tanıştın  mı
Kuch toh hai tujhse raabta-----Bilmek  ister misin?
Kuch toh hai tujhse raabta-----Bilmek  ister  misin?
Kaise hum jaaneN hume kya pata-----Nasılsın 
Kuch toh hai tujhse raabta-------Bilmek  ister  misin? 
Jeene ki wajah yahi hai marna isi ke liye-----Onunla  evlenmek  istiyorum.
Kehte hain khuda ne iss jahan mein sabhi ke liye-----herşeyi bilmek  istediğimi  söylemekten  mutluluk  duyuyorum. 
Kisi na kisi ko hai banaya har kisi ke liye------Nereden  talep  edeceksin?

ADEM- Abi  bu  ne?  Bu  tercüme  doğru  mu  sence?
BEN-  Ben  ne  biliyim  yahu.  Google  translate  böyle  tercüme  etti.

Eeee.  Rahip  söyler  de  bizim  imam  durur  mu.  ''  Ulan  bizim  başımız  kel  mi?  Biz  de  söyleriz''  Diyerek  eli  kulağına  atttı  ve  patlattı  gazeli:

İsmi Sübhan virdin mi var
Bahçelerde yurdun mu var
Bencileyin derdin mi var
Garip garip ötme bülbül…

Bilirim aşıksın güle
Gülün derdin kim bile
Bahçedeki gonca güle
Dolaşıp söz atma bülbül…

Bilirim aşıksın virde
Cünunun var gayet serde
Şu sinemde olan derde
Bir dert de sen katma bülbül…

A bülbülüm uslu musun
Kafeslerde besli misin
Becileyin dertli misin
Garip garip ötme bülbül…

Pervaz olup uçar mısın
Deniz derya gezer misin
Bencileyin naçar mısın
Sen de halin söyle bülbül…

Yunus vücudun pak derken
Cihanda misli yok derken
Seher vakti Hak Hak derken
Bizi de unutma bülbül…

( Türk Müzikli Hint Filmi- Meera'nın Güğümleri Kalaylı---5. Bölüm --- başlıklı yazı Sami Biber tarafından 6.10.2017 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.