AĞRI’NIN ZİRVESİ

 

Ağrı dağının zirvesindeydim,

Sırtımı yaslayacağım bir ağaç bile yoktu.

Her zaman olduğu gibi yapayalnızdım,

Kimsesizliğime sımsıkı sarınmıştım,

Üşüyordum, titriyordum.

Bütün gece efsanelerle yunmuştu zihnim…

Geçmişin kalıntılarına takılmıştım,

Nuh’un gemisini ararken

Eskimiş kederler buldum karların içinde

Almadım, bende yeterince vardı zaten…

 

Bir kartal yuvası vardı sadece

Buzlaşmış birkaç yumurtasıyla

Dökülmüştü kapkara telekleri,

Sancılı beyazlık hâkimdi göz alabildiğince

Düşlerim el gibi olmuştu bana...

 

Ağrı’nın doruğundan şaşkınlıkla seyrederken

Gergef işleyen kızın gelinliği,

Düş kuran delikanlının hayalleri,

Pamuk ninenin ipek saçları,

Dedenin aksakalı,

Daima yeşil olan umutlar,

Yağmur yüklü bulutlar,

Demirci Hüso ve kır at,

Zindancı Memo, Ahmet ile Gülbahar

Beyazlığın içinde bir an görünüp kayboldu.

 

Ağrı dağının zirvesindeydim,

Nuh’un gemisini ararken

Kederler buldum,

Ellerimi ve dilimi yakan!

Almadım, bende yeterince vardı zaten…

 

Gittikçe yabancılaşan düşlerimi de

Ağrı’nın zirvesinden usulca yuvarlayıp

Eteğine yolladım da başım göğe mi erdi sanki!

 

Harika Ufuk

Adana

23 Eylül 2017

Saat: 17.30

( Ağrının Zirvesi başlıklı yazı harikaufuk tarafından 10.10.2017 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.